tuzla escort bayan avcılar escort bayan beykoz escort bayan arnavutköy escort bayan bağcılar escort bayan escort izmir online casino india real money bodrum escortlar ankara bayan escort casino siteleri
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort

Bu Mavi Çocukla Tanışmak İsteyeceksiniz…

23.05.2017 - 13:58, Güncelleme: 03.01.2023 - 04:30
 

Bu Mavi Çocukla Tanışmak İsteyeceksiniz…

Bu bir haber değil aslında. Daha doğrusu Okan’ın başardıkları çok büyük haber ancak Okan’ın kendisi bir haber değil. O da aynı bizim gibi; güldüren, gülümseyen, seven, sevilen, bazen de sinir eden dünyalar güzeli bir gencimiz.
Kiminle mi? OKAN AKPINAR Bu bir haber değil aslında. Daha doğrusu Okan’ın başardıkları çok büyük haber ancak Okan’ın kendisi bir haber değil. O da aynı bizim gibi; güldüren, gülümseyen, seven, sevilen, bazen de sinir eden dünyalar güzeli bir gencimiz. Okan, Özel Bireyler Derneğinin kulak zarı olmadığından hiç duymayan; boy, yaş ve kilo arasındaki mesafenin epeyce çok olduğu, “Biz boyadık diye gökyüzü mavi” diyen, tatlı mı tatlı mavi bir genci. Lakin Okan, bu tatlılığını kimselere gösteremiyor. Annesi, “Okan çarşıda gezemiyor. Bu gibi çocuklar için onlara özel yapılmış yollar olmalı” diye feryat etse de, yetkililer; “Her şey bitti de, sıra ona mı geldi” der gibi duruyor. Durmakla da yetinmiyor, yayaların yürümesi için yapılan kaldırımlara koca koca direkler dikiyor. Kullanmadıkları halde, hiçbir işe yaramadığı halde sökmekten bile imtina ediyor.(Hasanbey Caddesi kaldırımlarında olduğu gibi) Özel Bireyler Derneği internet sitesinde yer alan ifadelere göre; Okan’ın günlük hayatında hiçbir sosyal aktivitesi yok. “Tatillerde canı sıkılır. Okuluna gitmeyi ister” şeklinde konuşan annesi ekliyor ; “Çocuklarla oyun oynamak istese, diğer çocuklar kendi içine almıyorlar. Bir parkta bir eğlence aracını kullanmayı istese kimseye bunu anlatamaz ve alamaz.” Ama asıl sorun bunlar da değil. Asıl sorun halkımızın, “halk” bilincinden “sosyal yaşam alanı” bilincinden uzak olması. “Maalesef insanlar dışarıda Okan’ı gördüğü zaman, sanki başka bir yaratıkmış gibi bakıyorlar.”İşte tam da burası aileleri birer zıpkın gibi bileyen öfke. Bir “yaratık, bir öcü, egh, hıgh, canavar”… İnsanlıktan zerrece nasibini almamış, çağlar boyunca kendi türünü katletmiş, kendi cinsinden olanları sömürmek için parazitlerden daha kompleks savunma mekanizmaları üretmiş, literatürlerdeki bütün insanlık dışı kavram ve eylemleri üretmiş toplum, bu çocukları yaftalıyor. Elbette kimse Okan’ın dilini bilmek zorunda değil. Bir Afgan’ın, bir Hindu’nun, bir Marslının dilini de bilmek zorunda değil kimse. Ama “Okan konuşamadığı için kendini anlatamıyor. Bir markete girdiği zaman bile ne alacağını bilmiyor. Acından ölecek olsa kendin anlatamaz” derken annesi, birilerinin hayatını göz göre göre karanlığa itmek zorunda da değil. Bir anne düşünün şimdi, hayatı boyunca çocuk büyütecek olan. Çocuğu için “Tuvaleti gelse gidebileceği uygun bir tuvalet bile yok. Yaya geçişlerinde nasıl geçeceğini bilmediği için, direk geçmeye çalışıyor. Kendi temizliğini tek başına yapamaz. Kendi günlük hazırlıklarını yapamaz” derken, kaygısı kendisinin yapması değil, insanların tavırları. Bir anneye kendi evladı her zaman çocuktur. Ama bunu insanlar çocuk olarak değil de yük olarak görürler… Ve bütün samimiyetleri ile toplum seslenir Okan’a! kyn :gümüşkoza
Bu bir haber değil aslında. Daha doğrusu Okan’ın başardıkları çok büyük haber ancak Okan’ın kendisi bir haber değil. O da aynı bizim gibi; güldüren, gülümseyen, seven, sevilen, bazen de sinir eden dünyalar güzeli bir gencimiz.

Kiminle mi?

OKAN AKPINAR

Bu bir haber değil aslında. Daha doğrusu Okan’ın başardıkları çok büyük haber ancak Okan’ın kendisi bir haber değil. O da aynı bizim gibi; güldüren, gülümseyen, seven, sevilen, bazen de sinir eden dünyalar güzeli bir gencimiz.

Okan, Özel Bireyler Derneğinin kulak zarı olmadığından hiç duymayan; boy, yaş ve kilo arasındaki mesafenin epeyce çok olduğu, “Biz boyadık diye gökyüzü mavi” diyen, tatlı mı tatlı mavi bir genci.

Lakin Okan, bu tatlılığını kimselere gösteremiyor. Annesi, “Okan çarşıda gezemiyor. Bu gibi çocuklar için onlara özel yapılmış yollar olmalı” diye feryat etse de, yetkililer; “Her şey bitti de, sıra ona mı geldi” der gibi duruyor. Durmakla da yetinmiyor, yayaların yürümesi için yapılan kaldırımlara koca koca direkler dikiyor. Kullanmadıkları halde, hiçbir işe yaramadığı halde sökmekten bile imtina ediyor.(Hasanbey Caddesi kaldırımlarında olduğu gibi)

Özel Bireyler Derneği internet sitesinde yer alan ifadelere göre; Okan’ın günlük hayatında hiçbir sosyal aktivitesi yok. “Tatillerde canı sıkılır. Okuluna gitmeyi ister” şeklinde konuşan annesi ekliyor ; “Çocuklarla oyun oynamak istese, diğer çocuklar kendi içine almıyorlar. Bir parkta bir eğlence aracını kullanmayı istese kimseye bunu anlatamaz ve alamaz.” Ama asıl sorun bunlar da değil. Asıl sorun halkımızın, “halk” bilincinden “sosyal yaşam alanı” bilincinden uzak olması. “Maalesef insanlar dışarıda Okan’ı gördüğü zaman, sanki başka bir yaratıkmış gibi bakıyorlar.”İşte tam da burası aileleri birer zıpkın gibi bileyen öfke. Bir “yaratık, bir öcü, egh, hıgh, canavar”… İnsanlıktan zerrece nasibini almamış, çağlar boyunca kendi türünü katletmiş, kendi cinsinden olanları sömürmek için parazitlerden daha kompleks savunma mekanizmaları üretmiş, literatürlerdeki bütün insanlık dışı kavram ve eylemleri üretmiş toplum, bu çocukları yaftalıyor.

Elbette kimse Okan’ın dilini bilmek zorunda değil. Bir Afgan’ın, bir Hindu’nun, bir Marslının dilini de bilmek zorunda değil kimse. Ama “Okan konuşamadığı için kendini anlatamıyor. Bir markete girdiği zaman bile ne alacağını bilmiyor. Acından ölecek olsa kendin anlatamaz” derken annesi, birilerinin hayatını göz göre göre karanlığa itmek zorunda da değil.

Bir anne düşünün şimdi, hayatı boyunca çocuk büyütecek olan. Çocuğu için “Tuvaleti gelse gidebileceği uygun bir tuvalet bile yok. Yaya geçişlerinde nasıl geçeceğini bilmediği için, direk geçmeye çalışıyor. Kendi temizliğini tek başına yapamaz. Kendi günlük hazırlıklarını yapamaz” derken, kaygısı kendisinin yapması değil, insanların tavırları. Bir anneye kendi evladı her zaman çocuktur. Ama bunu insanlar çocuk olarak değil de yük olarak görürler…

Ve bütün samimiyetleri ile toplum seslenir Okan’a! kyn :gümüşkoza

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gumushaneekspres.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri