tuzla escort bayan avcılar escort bayan beykoz escort bayan arnavutköy escort bayan bağcılar escort bayan escort izmir online casino india real money bodrum escortlar ankara bayan escort casino siteleri
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort

DEVLETİN VE MİLLETİN EMANETİ ÜNİVERSİTEMİZ YIPRATILMAMALIDIR

GÜMÜŞHANE 25.11.2017 - 12:32, Güncelleme: 03.01.2023 - 04:30
 

DEVLETİN VE MİLLETİN EMANETİ ÜNİVERSİTEMİZ YIPRATILMAMALIDIR

Gümüşhane Üniversitesinin kuruluşundan itibaren EĞİTİM-BİR-SEN tüzel kişiliğini temsil adına üniversitemizin yetkili sendikası olarak meşru çerçevede; hak aramanın öncüsü, vicdanların sözcüsü olmaya çalıştık.
Gümüşhane Üniversitesinin kuruluşundan itibaren EĞİTİM-BİR-SEN tüzel kişiliğini temsil adına üniversitemizin yetkili sendikası olarak meşru çerçevede; hak aramanın öncüsü, vicdanların sözcüsü olmaya çalıştık. Üyelerimizden ve kamu çalışanlarından aldığımız güçle bu güne kadar üstlendiğimiz bu kutlu dava yürüyüşünü maziden atiye taşıdığımız değerlerle, imkânlar ve şartlar ölçüsünde her zaman birleştirici güç olmanın önemine inanarak hakkın ve hakikatin yanında durmanın gayreti içerisinde olduk. Yeri geldi en ağır iftira ve ithamlara maruz bırakılmak suretiyle hedefteki istenmeyen adamlar olarak ilan edildik. Şükürler olsun ki bu süreçte davamızın ve temsil ettiğimiz insanların yüzünü kara çıkartacak eylem ve işlemler içerisinde olmadık. Çünkü bizler dava erleriyiz ve Eğitim-Bir-Sen’ in insanı merkeze koyan ideallerine ulaşmada her yolun mübah sayıldığı bir anlayışı reddederek yolumuza devam ettik. Bizim için amaç kazanmak veya hedefe ulaşmak değil sadece inandığımız değerler uğrunda doğru yolda yürümekti. Bu nedenle bizler doğruluktan, dürüstlükten ve iyi niyetten kaybetmeyi kabulleniriz ve üzülmeyiz. Neticede “Sefer bizden, zafer Allah’tandır.” şiarı ile yolumuza devam ettik.  Güce değil, doğruya tabi olduk; güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir sistemi tesis etmek için alın teri döktük, mücadele verdik. Zalimin karşısında, mazlumun yanında olmayı şiar edindik. Bunu yaparken de hak aramanın kutsallığına ve yan yana durmanın bereketine olan inancımızdan aldığımız güçle omurgalı duruş sergiledik. Üniversitemizde hakkın ve hakkaniyetin en güçlü savunucusu olduk, genelin vicdanının rahatsız eden olumsuzlukları doğrudan muhataplarına açık yüreklilikle ifade ettik. Nihayetinde Kurum İdari Kurulu kararları da bu kutlu mücadelemizin en önemli göstergelerinden birisidir. Son günlerde yerel basında Üniversitemiz vicdansızca ve ahlaksızca eleştirilmeye başlandı. Evet, Üniversitemizde bir durağanlık ve gerileme süreci yaşandığı iddia edilebilir. Ancak özellikle 2016 yılının başından itibaren rektörlük seçim sürecine sokulan, öğretim üyelerinin hür iradelerine ipotek konulmak istenen baskıcı ve yıpratıcı bir ortamda taraf olmaya zorlanarak kutuplaştırıldığı, eski rektörümüzün bizzat ve alenen taraf olduğu, hatta ve hatta yine o  dönemde yetkili sendika olarak basın kanalıyla sayın rektörü tarafsız olmaya davet etmemize rağmen ısrarla ve makamının gücüyle taraf tutarak insanlara baskı yaptığı ve kurumun enerjisinin iç çekişmelerle tüketildiği bir dönem yaşandı. Seçimi kazanmak/kazandırmak uğruna verilen mücadele ve rekabet sürecinde kurum çalışanlarının kendi içerisinde ayrıştırıldığı/bölündüğü bu dönemin sonuna yaklaşırken nihayet 26 Temmuz 2016 da yapılacak rektörlük seçimlerine bir hafta on gün kala ve bu yıpratılmışlığın üzerine bir de Devletimizi topyekün işgal girişimi yaşanmış ve bu millet çıplak elleri ile tankları durdurarak şanlı tarihimizdeki yerini almıştır. Hain darbe teşebbüsünü akamete uğratan kahraman milletimiz, 15 Temmuzun hemen akabinde darbe kalıntılarını ve terör destekçilerini kamu kurumlarından bir bir temizlemek üzere seferberlik başlatmışken üniversitemiz de kuşkusuz olarak bu süreçte yıpranmış, rektörlük seçimleri yapılamamıştı. Bütün dekanların istifası istenmiş, eski rektörün görev süresi bittiği halde yaklaşık dört,  dört buçuk ay yeni rektör ataması yapılamamıştı. Bu süreçte kurumsal zafiyetler ve otorite boşluğu doğmuş, sıkıntılı ve meşakkatli bir süreçten geçilerek bu günlere gelinmiştir. Nihayetinde 2017 yılının Ocak ayı sonunda yeni Rektörümüz, 15 Rektör adayı arasından bizzat Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleri ve taktirleri ile seçilmiş ve atanarak emaneti teslim almış ve görevine başlamıştır. Düne kadar Üniversitemizle alakalı olarak şahsi menfaat ve kaygıları münasebetiyle rüzgara göre yelken açan, güce tabi olan, kraldan çok kralcılık yapan ucuz şahsiyetler tetikçilik yaparak bizlere kin kusuyorlardı. Bugün ise bunların akıl babaları düğmeye basarak aynı şer odaklarını harekete geçirmiş ve Sayın Rektörümüz nezdinde Gümüşhane Üniversitesine ve bizlere karşı algı operasyonu çekmeye, akıllarınca hiza vermeye çalışmaktadırlar. Bu davanın erleri ve uç beyleri olarak, köhnemiş bu odaklara asla fırsat vermeyeceğiz. Üniversitemizin yetkili sendikası olarak daha düne kadar despotça bir anlayışla verilmeyen profesör kadroları verilmeye başlandı, kamu konutlarından öğretim üyesi dışındaki personelimiz de yararlandırılmaya başlandı, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları açıldı. Bu kısa süreçte genelin menfaatlerine yönelik olarak olumlu sayabileceğimiz adımlar atıldı ve atılmaya da devam edeceğinden ümit varız. Bu davanın temsilcileri olarak hiçbir kurum, kişi veya zümrenin etki alanına ve emrine girmedik, girmeyiz. En büyük gücümüz sivilliğimizdir. Camiamızdan aldığımız desteğe ve duruşa da teşekkür etmeyi de bir borç biliriz. Üniversitemiz; Milletin ve Devletin emaneti olan kamu kurumudur. Doğal süreçte aksayan işleyiş ve işlemler geçmişte olduğu gibi bu gün de olabilir. Yanlışı kimse savunamaz, yapılan olumsuz ve mesnetsiz uygulamalara da kimse destek veremez. Ancak bilinmelidir ki iş yapılan yerde hata ve eksiklik olacaktır, önemli olan yöneticilerin istişare mantığıyla paydaşların düşüncelerine de değer vermesi ve bu suretle muhtemel hataların en aza indirilmesinin yolları aranarak çare ve çözüm üretilmesine kapı aralanmasıdır. Sadece sorunları konuşmak sorunları çözemez ve derinleştirir. Çözüm önerileri ve yapıcı eleştirisel yaklaşımlar elbette makul ve meşru oldukça kabul edilmelidir. Bunun aksi davranışlar da iyi niyetli düşünülemez. Nitekim bireysel olarak insanların durdukları yer ve ettikleri kelam kendilerini bağlar. Ama kurumsal nitelikte yapılanlar vicdanlarda saklıdır. Dünün yanlışına susayım, bu günün açığını arayayım mantığı ile hareket edenler bu gün çuvallamışlardır. Hak ve adalet noktasında vicdani olarak sınıfta kalmışlardır. Bu kurumlarda çalışan; emek, zaman ve ömür verenleri insafsızca asıl meseleleri bilmeden eleştirenler bir de kendi geçmişlerine bakmak durumundadırlar. Çıkar, menfaat ve kirli ilişkiler ağının birer parçası olanların bu günün hak ve adaletini savunuyor görünmeleri onların adil ve hakça davranış sergiledikleri anlamına gelmez. Toplum mühendisliği ile algıyı yönetmek isteyenler, düne kadar istediğini alanlar bu gün neden üniversitemizden rahatsızlar. Bir yerlerden emir telakki edenler; bizim davamızı ve mensubu bulunduğumuz camiayı ağızlarına dahi alamazlar. Gelinen süreçte emanetin ehil ellere teslim edilmesi bizim en güçlü savunduğumuz olgudur. Kuruluşundan bu güne, çeşitli badireler atlatan bu kurum kimsenin çıkar ve menfaatine, bazı şer odakların güç devşirme emellerine hizmet edemez. Kurumların iç işleyiş ve düzenini sorgulayan bu zihniyetler geçmişe bir baksınlar; “Rektör Gümüşvadi’ye mi binecekti?” “Rektör kendi eşini Daire Başkanı olarak atadıysa bu atama kanuna aykırı mı?” diye pervasızca yayın yapanlar bu gün neyin hesabını yapıyorlar ve MEMUR-SEN Ailesine dil uzatıyorlar. Bu sendika hak, adalet ve hakkaniyeti savunduğunda neredeydiniz? Üniversitede zulüm kol geziyorken; insanlar tecrit edilmişken; bazı medya organlarına gönderdiğimiz basın açıklamalarını bırakın yayınlamayı aleyhimize yayın yapanlar bu gün geçmişi yok sayarak iki yüzlü ve riyakar davranıyorlar. İçimizden görünüp içten pazarlıklı olanlar da şunu iyi bilsinler ki deve kuşu gibi, kumdan geride (açıkta) kalanınız gün gibi ortadadır. Kapalı kapılar ardında koltuk ve makam hesapları yapanlar, bu üniversiteden elinizi çekmek durumundasınız. Artık size buradan ekmek yok. Başka kapıya gidin kirli çıkar tezgâhlarınızı oralarda sergileyin. Emir aldığınız üst aklın ve sizlerin asıl amacı arkadan dolaşmak, yağ çekmek, huzur ve sükûnu bozmaktır. Unutulmamalıdır ki çıkar ve menfaat ilişkileri güdenlerin, bir amaç etrafında toplanarak kalabalık gibi görünme çabaları boşa çıkmıştır. Kamuoyunu etkileyerek rant, çıkar ve güç devşirme çabasında olan kirli zihniyetler her daim karşılarında hak, adalet ve hakkaniyete inananları bulacaktır. Üniversiteyi sahipleniyormuş gibi görünüp, ranta payandalık yapanlar, karanlık ilişkiler ağının birer parçası olmaktan öteye gidemezler. Bu karanlık odaklar her daim karşılarında bizleri bulacaklardır. Ve bizler bunların emellerine dün olduğu gibi bu gün de fırsat vermeyeceğiz. Üniversite ile alakalı kirli ilişkiler ağına hizmet ederek sırf yıpratmak üzere olumsuz açıklamalar yapanlara da “Biz sizin evvelinizi biliriz.” diyoruz. Sözümüz meselenin evveline ve ahirine razı olana, talip olanadır. Yoksa “gafile kelam, nafile kelam.” Dün biz bu işlere karışmıyoruz açıklamaları yapanlar bu gün şahsi menfaatlerinin peşinden yılmaz savunuculuk yapmaya soyunmuşlar. Tabi ki amacınız güçten güç devşirme. Sormazlar mı dün neredeydiniz? Ayrıca Üniversitemizin kurumsal logosu ile alakalı olarak “Gümüşhane Üniversitesi, 200 sanatçının belirlediği logoyu bir gecede değiştirdi.” manşetiyle haber yapanlar lütfen bir araştırsınlar. Gümüşhane Üniversitesinin logosunu 200 sanatçı belirlemedi. 200 sanatçı yarışmaya katıldı. 2008 yılında düzenlenen logo yarışması (şartname için http://www.photoshopmagazin.com/forum/baslik/5573) sonucunda; Teknik Seçici Kurul’un belirlediği logo, Danışma Kurulu’nca uygun bulundu. Logoyu belirleyen Teknik Seçici Kurula KTÜ nün 6 öğretim elemanı, Gümüşhane Üniversitesinin ise sadece bir öğretim elemanı üye olarak alınmış. Neticede logo yarışma ile belirlenmiş ama sizce kazanan kim? Tabii ki KTÜ nün bir öğretim elemanı Şuayıp ŞEYHOĞLU. (https://www.ktu.edu.tr/enformasyon/bulten/327.pdf)   Gümüşhane Üniversitesinin bu gün itibarıyla kullandığı daire şeklindeki logo tasarımında yarışma sonucundaki eser zaten kısman de olsa hem şekil olarak hem de renk olarak değiştirilerek kullanılmıştı. Yarışma sonucunda seçilerek belirlenen logonun tahminen 2009 yılının ortalarından itibaren hem şeklen hem de renk olarak kısmen değiştirildiğini bariz olarak görebiliriz. Bu güne kadar bu değişikliğin kim tarafından ve ne şekilde değiştirildiğini sorgulamayanlar bu gün yalan, yanlış ve çarpıtılmış haberlerle Üniversitemizi yıpratmaya çalışıyorlar. Kaldı ki logo belirlemek için yarışma düzenleme zorunluluğu da bulunmamaktadır. Bu şekilde kurumların iç işleyişine dahi müdahale eden, kasıtlı ve iyi niyetli olmayan, tamamen yıpratma amaçlı yalan, yanlış ve çarpık haberleri esefle kınıyoruz.   Eğitim-Bir-Sen Üniversite Temsilciliği olarak, Kelkit’e fakülte kurulması yönündeki beklenti ve talepleri ilk defa dile getirenler arasında yer alarak ciddi bir destek sunduk ve bu noktada 2015 yılının nisan ayında yapılan Kurum İdari Kurulu toplantısında bu konuyu gündeme taşıyarak ilçelere fakülte kurulması yönündeki fikrimizi açıkça beyan ettik. Neticede bu noktadaki fikrimiz aynı olup, mevcut fakültelerden birisinin öğrenci ve personeliyle birlikte Kelkit İlçemize taşınması yönünde atılacak adıma da her türlü desteğimizi sunmaya hazırız. Yine kurum içindeki yönetim mekanizmalarının ve makamların kurum dışından getirilecek insanlara emanet edilmesini, liyakat ve ehliyete aykırı uygulamaları, makul gerekçesi olmaksızın özlük haklarına dokunulmasını da asla ve asla kabul etmedik ve etmeyeceğiz. İnanıyoruz ki Sayın Rektörümüz, üst yönetim ekibini zenginleştirip, güçlendirerek görev süresinin sonunda kendi ayakları üzerinde durabilen ve kendi çalışanları ile kendi kendini yönetebilecek seviyeye gelmiş kurumsal yapısıyla güçlü bir kurum ve kurumsallaşmayı sağlayarak emanetini teslim edecektir. Bu süreçte iyi niyetli tüm paydaşların her türlü katkıyı sunmasını ve el birliği ile Üniversitemizi daha ileriye taşımayı arzulamaktayız. Devlete ve Millete hizmet yolunda, bu kutlu davada Mevla’m yar ve yardımcımız olsun. Emek ömür ve gönül verenlere selam olsun. Saygıyla kamuoyuna duyurulur.   EĞİTİM BİR SEN ÜNİVERSİTE TEMSİLCİLİĞİ      
Gümüşhane Üniversitesinin kuruluşundan itibaren EĞİTİM-BİR-SEN tüzel kişiliğini temsil adına üniversitemizin yetkili sendikası olarak meşru çerçevede; hak aramanın öncüsü, vicdanların sözcüsü olmaya çalıştık.

Gümüşhane Üniversitesinin kuruluşundan itibaren EĞİTİM-BİR-SEN tüzel kişiliğini temsil adına üniversitemizin yetkili sendikası olarak meşru çerçevede; hak aramanın öncüsü, vicdanların sözcüsü olmaya çalıştık. Üyelerimizden ve kamu çalışanlarından aldığımız güçle bu güne kadar üstlendiğimiz bu kutlu dava yürüyüşünü maziden atiye taşıdığımız değerlerle, imkânlar ve şartlar ölçüsünde her zaman birleştirici güç olmanın önemine inanarak hakkın ve hakikatin yanında durmanın gayreti içerisinde olduk. Yeri geldi en ağır iftira ve ithamlara maruz bırakılmak suretiyle hedefteki istenmeyen adamlar olarak ilan edildik. Şükürler olsun ki bu süreçte davamızın ve temsil ettiğimiz insanların yüzünü kara çıkartacak eylem ve işlemler içerisinde olmadık. Çünkü bizler dava erleriyiz ve Eğitim-Bir-Sen’ in insanı merkeze koyan ideallerine ulaşmada her yolun mübah sayıldığı bir anlayışı reddederek yolumuza devam ettik. Bizim için amaç kazanmak veya hedefe ulaşmak değil sadece inandığımız değerler uğrunda doğru yolda yürümekti. Bu nedenle bizler doğruluktan, dürüstlükten ve iyi niyetten kaybetmeyi kabulleniriz ve üzülmeyiz. Neticede “Sefer bizden, zafer Allah’tandır.” şiarı ile yolumuza devam ettik.  Güce değil, doğruya tabi olduk; güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir sistemi tesis etmek için alın teri döktük, mücadele verdik. Zalimin karşısında, mazlumun yanında olmayı şiar edindik. Bunu yaparken de hak aramanın kutsallığına ve yan yana durmanın bereketine olan inancımızdan aldığımız güçle omurgalı duruş sergiledik. Üniversitemizde hakkın ve hakkaniyetin en güçlü savunucusu olduk, genelin vicdanının rahatsız eden olumsuzlukları doğrudan muhataplarına açık yüreklilikle ifade ettik. Nihayetinde Kurum İdari Kurulu kararları da bu kutlu mücadelemizin en önemli göstergelerinden birisidir.

Son günlerde yerel basında Üniversitemiz vicdansızca ve ahlaksızca eleştirilmeye başlandı. Evet, Üniversitemizde bir durağanlık ve gerileme süreci yaşandığı iddia edilebilir. Ancak özellikle 2016 yılının başından itibaren rektörlük seçim sürecine sokulan, öğretim üyelerinin hür iradelerine ipotek konulmak istenen baskıcı ve yıpratıcı bir ortamda taraf olmaya zorlanarak kutuplaştırıldığı, eski rektörümüzün bizzat ve alenen taraf olduğu, hatta ve hatta yine o  dönemde yetkili sendika olarak basın kanalıyla sayın rektörü tarafsız olmaya davet etmemize rağmen ısrarla ve makamının gücüyle taraf tutarak insanlara baskı yaptığı ve kurumun enerjisinin iç çekişmelerle tüketildiği bir dönem yaşandı. Seçimi kazanmak/kazandırmak uğruna verilen mücadele ve rekabet sürecinde kurum çalışanlarının kendi içerisinde ayrıştırıldığı/bölündüğü bu dönemin sonuna yaklaşırken nihayet 26 Temmuz 2016 da yapılacak rektörlük seçimlerine bir hafta on gün kala ve bu yıpratılmışlığın üzerine bir de Devletimizi topyekün işgal girişimi yaşanmış ve bu millet çıplak elleri ile tankları durdurarak şanlı tarihimizdeki yerini almıştır. Hain darbe teşebbüsünü akamete uğratan kahraman milletimiz, 15 Temmuzun hemen akabinde darbe kalıntılarını ve terör destekçilerini kamu kurumlarından bir bir temizlemek üzere seferberlik başlatmışken üniversitemiz de kuşkusuz olarak bu süreçte yıpranmış, rektörlük seçimleri yapılamamıştı. Bütün dekanların istifası istenmiş, eski rektörün görev süresi bittiği halde yaklaşık dört,  dört buçuk ay yeni rektör ataması yapılamamıştı. Bu süreçte kurumsal zafiyetler ve otorite boşluğu doğmuş, sıkıntılı ve meşakkatli bir süreçten geçilerek bu günlere gelinmiştir. Nihayetinde 2017 yılının Ocak ayı sonunda yeni Rektörümüz, 15 Rektör adayı arasından bizzat Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleri ve taktirleri ile seçilmiş ve atanarak emaneti teslim almış ve görevine başlamıştır.

Düne kadar Üniversitemizle alakalı olarak şahsi menfaat ve kaygıları münasebetiyle rüzgara göre yelken açan, güce tabi olan, kraldan çok kralcılık yapan ucuz şahsiyetler tetikçilik yaparak bizlere kin kusuyorlardı. Bugün ise bunların akıl babaları düğmeye basarak aynı şer odaklarını harekete geçirmiş ve Sayın Rektörümüz nezdinde Gümüşhane Üniversitesine ve bizlere karşı algı operasyonu çekmeye, akıllarınca hiza vermeye çalışmaktadırlar. Bu davanın erleri ve uç beyleri olarak, köhnemiş bu odaklara asla fırsat vermeyeceğiz. Üniversitemizin yetkili sendikası olarak daha düne kadar despotça bir anlayışla verilmeyen profesör kadroları verilmeye başlandı, kamu konutlarından öğretim üyesi dışındaki personelimiz de yararlandırılmaya başlandı, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları açıldı. Bu kısa süreçte genelin menfaatlerine yönelik olarak olumlu sayabileceğimiz adımlar atıldı ve atılmaya da devam edeceğinden ümit varız. Bu davanın temsilcileri olarak hiçbir kurum, kişi veya zümrenin etki alanına ve emrine girmedik, girmeyiz. En büyük gücümüz sivilliğimizdir. Camiamızdan aldığımız desteğe ve duruşa da teşekkür etmeyi de bir borç biliriz.

Üniversitemiz; Milletin ve Devletin emaneti olan kamu kurumudur. Doğal süreçte aksayan işleyiş ve işlemler geçmişte olduğu gibi bu gün de olabilir. Yanlışı kimse savunamaz, yapılan olumsuz ve mesnetsiz uygulamalara da kimse destek veremez. Ancak bilinmelidir ki iş yapılan yerde hata ve eksiklik olacaktır, önemli olan yöneticilerin istişare mantığıyla paydaşların düşüncelerine de değer vermesi ve bu suretle muhtemel hataların en aza indirilmesinin yolları aranarak çare ve çözüm üretilmesine kapı aralanmasıdır. Sadece sorunları konuşmak sorunları çözemez ve derinleştirir. Çözüm önerileri ve yapıcı eleştirisel yaklaşımlar elbette makul ve meşru oldukça kabul edilmelidir. Bunun aksi davranışlar da iyi niyetli düşünülemez. Nitekim bireysel olarak insanların durdukları yer ve ettikleri kelam kendilerini bağlar. Ama kurumsal nitelikte yapılanlar vicdanlarda saklıdır. Dünün yanlışına susayım, bu günün açığını arayayım mantığı ile hareket edenler bu gün çuvallamışlardır. Hak ve adalet noktasında vicdani olarak sınıfta kalmışlardır. Bu kurumlarda çalışan; emek, zaman ve ömür verenleri insafsızca asıl meseleleri bilmeden eleştirenler bir de kendi geçmişlerine bakmak durumundadırlar. Çıkar, menfaat ve kirli ilişkiler ağının birer parçası olanların bu günün hak ve adaletini savunuyor görünmeleri onların adil ve hakça davranış sergiledikleri anlamına gelmez. Toplum mühendisliği ile algıyı yönetmek isteyenler, düne kadar istediğini alanlar bu gün neden üniversitemizden rahatsızlar. Bir yerlerden emir telakki edenler; bizim davamızı ve mensubu bulunduğumuz camiayı ağızlarına dahi alamazlar. Gelinen süreçte emanetin ehil ellere teslim edilmesi bizim en güçlü savunduğumuz olgudur. Kuruluşundan bu güne, çeşitli badireler atlatan bu kurum kimsenin çıkar ve menfaatine, bazı şer odakların güç devşirme emellerine hizmet edemez. Kurumların iç işleyiş ve düzenini sorgulayan bu zihniyetler geçmişe bir baksınlar; “Rektör Gümüşvadi’ye mi binecekti?” “Rektör kendi eşini Daire Başkanı olarak atadıysa bu atama kanuna aykırı mı?” diye pervasızca yayın yapanlar bu gün neyin hesabını yapıyorlar ve MEMUR-SEN Ailesine dil uzatıyorlar. Bu sendika hak, adalet ve hakkaniyeti savunduğunda neredeydiniz? Üniversitede zulüm kol geziyorken; insanlar tecrit edilmişken; bazı medya organlarına gönderdiğimiz basın açıklamalarını bırakın yayınlamayı aleyhimize yayın yapanlar bu gün geçmişi yok sayarak iki yüzlü ve riyakar davranıyorlar. İçimizden görünüp içten pazarlıklı olanlar da şunu iyi bilsinler ki deve kuşu gibi, kumdan geride (açıkta) kalanınız gün gibi ortadadır. Kapalı kapılar ardında koltuk ve makam hesapları yapanlar, bu üniversiteden elinizi çekmek durumundasınız. Artık size buradan ekmek yok. Başka kapıya gidin kirli çıkar tezgâhlarınızı oralarda sergileyin. Emir aldığınız üst aklın ve sizlerin asıl amacı arkadan dolaşmak, yağ çekmek, huzur ve sükûnu bozmaktır. Unutulmamalıdır ki çıkar ve menfaat ilişkileri güdenlerin, bir amaç etrafında toplanarak kalabalık gibi görünme çabaları boşa çıkmıştır. Kamuoyunu etkileyerek rant, çıkar ve güç devşirme çabasında olan kirli zihniyetler her daim karşılarında hak, adalet ve hakkaniyete inananları bulacaktır. Üniversiteyi sahipleniyormuş gibi görünüp, ranta payandalık yapanlar, karanlık ilişkiler ağının birer parçası olmaktan öteye gidemezler. Bu karanlık odaklar her daim karşılarında bizleri bulacaklardır. Ve bizler bunların emellerine dün olduğu gibi bu gün de fırsat vermeyeceğiz. Üniversite ile alakalı kirli ilişkiler ağına hizmet ederek sırf yıpratmak üzere olumsuz açıklamalar yapanlara da “Biz sizin evvelinizi biliriz.” diyoruz. Sözümüz meselenin evveline ve ahirine razı olana, talip olanadır. Yoksa “gafile kelam, nafile kelam.” Dün biz bu işlere karışmıyoruz açıklamaları yapanlar bu gün şahsi menfaatlerinin peşinden yılmaz savunuculuk yapmaya soyunmuşlar. Tabi ki amacınız güçten güç devşirme. Sormazlar mı dün neredeydiniz?

Ayrıca Üniversitemizin kurumsal logosu ile alakalı olarak “Gümüşhane Üniversitesi, 200 sanatçının belirlediği logoyu bir gecede değiştirdi.” manşetiyle haber yapanlar lütfen bir araştırsınlar. Gümüşhane Üniversitesinin logosunu 200 sanatçı belirlemedi. 200 sanatçı yarışmaya katıldı. 2008 yılında düzenlenen logo yarışması (şartname için http://www.photoshopmagazin.com/forum/baslik/5573) sonucunda; Teknik Seçici Kurul’un belirlediği logo, Danışma Kurulu’nca uygun bulundu. Logoyu belirleyen Teknik Seçici Kurula KTÜ nün 6 öğretim elemanı, Gümüşhane Üniversitesinin ise sadece bir öğretim elemanı üye olarak alınmış. Neticede logo yarışma ile belirlenmiş ama sizce kazanan kim? Tabii ki KTÜ nün bir öğretim elemanı Şuayıp ŞEYHOĞLU. (https://www.ktu.edu.tr/enformasyon/bulten/327.pdf)  

Gümüşhane Üniversitesinin bu gün itibarıyla kullandığı daire şeklindeki logo tasarımında yarışma sonucundaki eser zaten kısman de olsa hem şekil olarak hem de renk olarak değiştirilerek kullanılmıştı. Yarışma sonucunda seçilerek belirlenen logonun tahminen 2009 yılının ortalarından itibaren hem şeklen hem de renk olarak kısmen değiştirildiğini bariz olarak görebiliriz. Bu güne kadar bu değişikliğin kim tarafından ve ne şekilde değiştirildiğini sorgulamayanlar bu gün yalan, yanlış ve çarpıtılmış haberlerle Üniversitemizi yıpratmaya çalışıyorlar. Kaldı ki logo belirlemek için yarışma düzenleme zorunluluğu da bulunmamaktadır. Bu şekilde kurumların iç işleyişine dahi müdahale eden, kasıtlı ve iyi niyetli olmayan, tamamen yıpratma amaçlı yalan, yanlış ve çarpık haberleri esefle kınıyoruz.

 

Eğitim-Bir-Sen Üniversite Temsilciliği olarak, Kelkit’e fakülte kurulması yönündeki beklenti ve talepleri ilk defa dile getirenler arasında yer alarak ciddi bir destek sunduk ve bu noktada 2015 yılının nisan ayında yapılan Kurum İdari Kurulu toplantısında bu konuyu gündeme taşıyarak ilçelere fakülte kurulması yönündeki fikrimizi açıkça beyan ettik. Neticede bu noktadaki fikrimiz aynı olup, mevcut fakültelerden birisinin öğrenci ve personeliyle birlikte Kelkit İlçemize taşınması yönünde atılacak adıma da her türlü desteğimizi sunmaya hazırız. Yine kurum içindeki yönetim mekanizmalarının ve makamların kurum dışından getirilecek insanlara emanet edilmesini, liyakat ve ehliyete aykırı uygulamaları, makul gerekçesi olmaksızın özlük haklarına dokunulmasını da asla ve asla kabul etmedik ve etmeyeceğiz. İnanıyoruz ki Sayın Rektörümüz, üst yönetim ekibini zenginleştirip, güçlendirerek görev süresinin sonunda kendi ayakları üzerinde durabilen ve kendi çalışanları ile kendi kendini yönetebilecek seviyeye gelmiş kurumsal yapısıyla güçlü bir kurum ve kurumsallaşmayı sağlayarak emanetini teslim edecektir. Bu süreçte iyi niyetli tüm paydaşların her türlü katkıyı sunmasını ve el birliği ile Üniversitemizi daha ileriye taşımayı arzulamaktayız. Devlete ve Millete hizmet yolunda, bu kutlu davada Mevla’m yar ve yardımcımız olsun. Emek ömür ve gönül verenlere selam olsun.

Saygıyla kamuoyuna duyurulur.

 

EĞİTİM BİR SEN ÜNİVERSİTE TEMSİLCİLİĞİ

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gumushaneekspres.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler siyah bayrak ayna deneme bonusu veren siteler