İnsanoğlu her daim belli şeylerden,  özellikle de yoksun olduklarından şikayet etme eğilimindedir. (Burada şöyle bir hatırlatmada yarar var , yapılan yaratılış bakımından değil sadece mevcut düzenden kaynaklı beşeri hataların sonucu olan durumlarla ilgili olan şikayetler, diğerleri konumuzun dışındadır.) İnsan neden şikayet eder sorusu ise araştırmaya değer bir konu olarak ortaya çıkmaktadır. Bir kişi şayet şu anki mevcut durumuyla alakalı  olarak bir yakınma içerisindeyse onu dinlemeli gerçekten durumu yakınılacak kadar kötüyse ona maddi ve manevi destek verilmeli veya çözüm hakkında ilgili kişiye önerilerde bulunulmalıdır.

Konumuzu ülke genelinde ele alacak olursak, şu anda daha önceden BİMER olan şimdi ise CİMER olarak bildiğimiz yakınma ve şikayet birimleri mevcuttur işte bu birimlerin kurulma nedeni ise  derdini ilgililere ulaştıramayanlar için bir çözüm mercii olmasıdır.

Bundan yıllar yıllar önce çok uzak diyarlarda  bir padişah yaşarmış ve bu padişah adalete çok mu çok önem verirmiş. Gel zaman git zaman padişahın kulağı artık eskisi gibi iyi  duymaz olmuş.Bu durumdan en çok sıkıntı çekecek olanların adaletsizliğe uğraması muhtemel güçsüz ve  kimsesiz vatandaşları olacağını düşündüğünden,yönettiği topraklar üzerinde fermanlar yayınlayarak herhangi bir derdi sıkıntısı olan kişilerin kırmızı elbise giymesini istemiş. Böyle istemesinin nedeni  hüküm sürdüğü topraklarda rutin aralıklarla yapacağı  gezilerde bu tip giyinen kişileri gördüğü zaman  onların sıkıntısını derdini dinleyip anlayıp çözmekmiş.

Sonuç olarak dinlemediğimiz,  anlamak için çaba göstermediğimiz hiçbir meselede tam manasıyla muvaffak olmamız mümkün olmadığı gibi elimizde geçici bir süreliğine bulunan bu yönetme kabiliyetini kaybettiğimizde de büyük pişmanlıklara yol açacağı aşikardır. Anlamak ve çözmek için konunun bütün taraflarını dinlemek ve bu konuya hassasiyetle yaklaşmak bir erdem değil zaruri yettir. Kalın sağlıcakla.