“Kadına da, Erkeğe de, Aileye de Düşman Olan Sizsiniz. Sizin Kokuşmuş Zihniyetiniz.”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın “Süresiz nafaka” açıklaması sonrası alevlenen tartışmaya Yeniden Refah Partisi Gümüşhane Kadın Kolları İl Başkanı Yeşim Okur’da katıldı.
CHP Gümüşhane İl Kadın Kolları Başkanı Belgin Tungul Çakır’ın açıklamalarına tepki gösteren İl Başkanı Yeşim Okur, CHP zihniyetinin kırmızıçizgisinin hiçbir zaman milli ve manevi değerler olmadığını, bu nedenle de toplumun sorunlarına “Fransız” kaldıklarını söyledi.
Türk toplumunun sosyolojik yapısını, inancını, değerlerini dikkate almayan taklitçi zihniyetin en temel insan haklarına da ideolojik saplantılar nedeniyle savaş açtığını dile getiren Yeşim Okur,
“Bu düzenlemelere ideolojik gerekçelerle sarılanlar, sosyal ve toplumsal hayatta ve en önemlisi aile hayatında meydana gelen erozyonu kasten görmezden gelmektedirler.  Kadınların korunmasına yönelik olduğu iddia edilen yasaların; şiddeti, cinayetleri artırdığını bizzat kendilerinin açıkladığı veriler yalanlamaktadır. Kopyala yapıştır yasaları yürürlüğe girdiğinden beri cinayetler azalmamış aksine hızlı bir artış göstermiştir” dedi.
Türkiye’de Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerini paylaşan Başkan Okur,
“Bu düzenlemelerin hiçbirisi yürürlükte değilken 2010 yılında 180 kadın, 2011 yılında 121 kadın ne yazık ki katledilmiştir. Bu düzenlemelerin yürürlüğe girmeye başlamasının ardından ise; 2012 yılında 210 kadınımız katledilmiş 2019 yılında bu sayı 474’e çıkmıştır. 2022 yılında ise 334 kadının öldürüldüğü, 245 kadının ise şüpheli şekilde ölü bulunduğunu açıklanmıştır. Bu artış oranı, kadınlarımızı bu zihniyetin yasaları ile koruyamadığımız gerçeğini açıkça ortaya koymaktadır” diye konuştu. 
Öte yandan, son on yılda boşanma davalarında da hızlı bir yükselişin olduğunu kaydeden Okur,
“Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre 2012 yılında açılan boşanma davası 190 bin 564 iken 2020 yılında açılan boşanma davası sayısı 246 bin 561’e yükselmiştir. Ayrıca TÜİK rakamlarına göre evlilik oranında da her yıl yaklaşık yüzde 10’luk bir düşüş mevcuttur. Bütün bu veriler ışığında esas problemin bizim toplum yapımıza, örf ve âdetimize, inanış şeklimize uygun olmayan yasal düzenlemeler de olduğu aşikârdır” şeklinde konuştu.
6284 Sayılı Kanunun toplumsal yapıyı değiştirmeye yönelik art niyetli bir kanun olduğuna dikkat çeken Okur,
“Şiddete uğradığını iddia eden kadın bu iddiasını ispatlamakla mükellef değil, sadece beyanı yeterli. Ancak sonrasında aynı kadın şikâyetimden vazgeçiyorum dediğinde bu beyanı ise geçerli değil, konu kamu davasına dönüşüyor ve kocanın evden uzaklaştırması devam ediyor. Yani koca evden uzaklaştırılacağı zaman, yuva yıkılacağı zaman kadının beyanı makbul, fakat koca tekrardan eve dönüp aile birlikteliği yeniden sağlanacağı zaman kadının beyanı makbul değil. Bu nasıl bir çelişkidir? Bu kanun yuvalar yıkılsın diye mi çıkarılmıştır?” sorularını yöneltti.
Yeniden Refah Partisi iktidarında adil düzen esaslı hukuk sistematiği oluşturulacağını belirten Okur,
“Bizim yaşantımıza, inanışımıza, örf adet kurallarına,  ahlak kurallarımıza yabancı ve kültürümüze son derece uzak ülke ve hukuk sitemlerinin yasa ve değerlerini değil; aziz milletimizin inanç ve geleneklerinden oluşan ulvi değerlerimiz esas alınacaktır. Hayatın her alanında olduğu gibi yerlilik ve millilik kavramı önceliğimiz olacaktır. Bu sebeple özel hukuk alanındaki İsviçre ve Alman hukuku, ceza hukuku alanındaki İtalyan hukuku, idare hukuku alanındaki Fransız hukuku hegemonyası kırılacak; kültürümüze, yaşayışımıza, örf ve âdetimize uygun ve herkesçe kabul edilebilir düzenlemeler yapılacaktır. Bu düzenlemeler yapılırken “yaptım oldu” anlayışı terk edilecektir. İdeolojik saplantı sahiplerinin değil, Türk toplumunun “KIRMIZI ÇİZGİLERİ” esas alınacaktır” ifadelerini kullandı.
İktidarlarında nafaka süresinin 1988 öncesi olduğu gibi 1 yılla sınırlandırılacağını dile getiren Okur,
“Nafaka süresinin sonunda nafaka alacaklısının mağduriyeti halen devam ediyor olabilir. Bu durumda Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen diğer bir nafaka türü olan “yardım nafakası” müessesesi devreye alınacaktır. Bu da mümkün değilse nafaka alacaklısına devlet tarafından maddi destek ya da istihdam imkânı sağlanacaktır. Hiçbir şekilde ne kadınlarımızın ne de varsa çocuklarımızın mağdur olduğu bir düzenleme kabul edilemeyeceği gibi yeni mağduriyetlerin oluşmasına da izin verilmeyecektir ” dedi.