Gümüşhane’de ‘Kadına Şiddet İnsanlığa İhanettir’ yürüyüşü
Gümüşhane’de kadına yönelik şiddet olaylarına dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından ‘Kadına Şiddet İnsanlığa İhanettir’ sloganıyla halk yürüyüşü düzenlendi.
Belediye Başkanlığı önünden başlayan Atatürk Caddesi boyunca devam ederek 15 Temmuz Zafer Meydanında sonlandırılan yürüyüşe Vali Yardımcısı Aytaç Akgül, Belediye Başkanı Ercan Çimen, Sağlık Müdürü Dr. Engin Pehlivan, kurum yetkilileri ve vatandaşlar katıldı.
Kamu kurumları, siyasi partiler ve STK’ların da destek verdiği, katılımcıların ellerinde "Bir kadının gözyaşları altın kadar değerlidir", "Kadına şiddete hayır", "Kadın ve erkek biriz, birlikte güçleneceğiz", "Kadın güçlenirse toplum güçlenir", "Bu utanca dur de" yazılı dövizler taşıdığı yürüyüşün sonunda konuşan Vali Yardımcısı Akgül, kadına şiddetin insanlığa ihanet olduğunu, kadınların bir birey ve yurttaş olduğu halde pek çok şiddete maruz kaldığını söyledi.
“Kadınlar çok sayıda şiddet türüne maruz kalıyorlar”
Günümüzde bu şiddet davranışlarının halen devam ettiğini kaydeden Akgül, “Kadınlar fiziksel olarak şiddete maruz kalıyorlar, dövüyorlar, öldürüyorlar, töre cinayetlerine kurban gidiyorlar, tecavüz ediliyorlar, psikolojik şiddete uğruyorlar, çalıştıkları yerlerde mobinge, sözlü tacize uğruyorlar veya çalıştıkları yerlerde ekonomik şiddete uğruyorlar, oralarda işverenler veya farklı kesimler tarafından tecrit ediliyorlar. Burada değinmediğimiz pekçok şiddet türüne maruz kalıyorlar” dedi.
“Eğitimle zihinlerin değişmesi gerekiyor”
Bu şiddetin giderilmesi ve bertaraf edilmesi için en önemli konunun eğitim olduğuna değinen Akgül, “Beşikten mezara kadar eğitim. Zihinlerin değişmesi gerekiyor. Yanlış geleneklerimiz, göreneklerimiz, hurafelerimiz var. Bunların ortadan kaldırılması gerekiyor. Bunun için devletimiz zaten çok sayıda eğitim programları düzenlemekte. Bunun dışında yine STK’larımızla işbirliği halinde pekçok konferanslar, seminerler, paneller düzenliyoruz. Kadına şiddetin yanlış olduğunu, en büyük insan hakları ihlallerinden biri olduğunu sürekli vurgulamaya çalışıyoruz” diye konuştu.
“6284 sayılı yasa önemli bir adım”
2012 yılında çıkarılan 6284 sayılı yasaya da değinerek bu yasanın kadına yönelik şiddetin önlenmesi için önemli bir adım olduğunu belirten Akgül, “Bu yasayla beraber Mülki İdare Amirlerinin ve hakimlerimizin yetkileri oldukça genişlemiştir. Mülki idare amirlerimiz rehberlik hizmeti sunulması olsun, geçici barınma hizmeti olsun, geçici olarak maddi yardım hizmetleri olsun yine kadınlarımızın ŞÖNİM’e, kadın sığınma evlerine yönlendirmesi noktasında olsun pek çok yetki ile donatılmışlardır. Bunun dışında yine hakimlerimiz koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınması noktasında geniş yetkilere haiz olmuşlardır. Ve en önemli yasanın hükümlerinden biri de şudur ki şiddetin ispatlanması için herhangi bir delile ya da bilgi ve belgeye ihtiyaç duyulmayacaktır. Yani hakim otomatik olarak koruyucu tedbir kararı verebilecektir” ifadelerini kullandı.
“Kadınlarımız yılmasınlar, cesur olsunlar”
Kadınların mutlaka özgüvenli olması gerektiğine değinen Akgül, “Yılmamak çok önemli. Kadınlarımız hangi konuda kendilerine inanıyorsa ekonomik konular, siyasi konular, kültürel, sosyal konularda mücadeleyi hiçbir şekilde bırakmasınlar. Kimseden korkmasınlar. Cesur olsunlar. Kendilerine eğer şiddet uygulanıyorsa mutlaka ilgili mercilere, idari mercileri, adli mercilere müşteki olsunlar” dedi.
“Bu bir toplumsal sorumluluk bilinci”
Vatandaşlara da seslenen Vali Yardımcısı Akgül, şunları söyledi: “Bu bir toplumsal sorumluluk bilinci. Eğer kadınlarımızın şiddete uğradığını bir şekilde haber almışlarsa ve bunu kesin olarak biliyorlarsa derhal kendileri de muhbir sıfatıyla ilgili mercilere, idari, adli mercilere şiddeti ihbar etsinler. Bu merciler tarafından zaten gerekenler yapılacaktır.”
“Ülkemizde her gün bir bir kadın cinayeti yaşanmaktadır”
Sosyal Hizmet Merkezi Müdürü Mutlu Sevindik ise ülkemizde ve dünyada kadına yönelik şiddet olaylarının geçmişten günümüze kadar devam ettiğini belirterek, “25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü olarak anılmasının da çok acı bir hikayesi vardır. Kadınların uzun yıllara dayanan mücadelesi sonucunda bugün artık kadına yönelik şiddetin önemli bir insan hakkı ihlali olduğu yaygın biçimde kabul edildi. Bugün ülkemizde her gün bir bir kadın cinayeti yaşanmaktadır. Kadına ve çocuklara yönelik şiddeti önlemek için şiddeti devam ettiren, haklı çıkaran ve şiddetle mücadele etmemizi engelleyen tavırları ve davranışları irdelemeliyiz. Toplumumuzda kadınlarımızın alışılmış ve süregelen bir çaresizlik olarak gördüğü ve yaşadığı her türlü şiddetin karşısında olup farkındalık yaratarak hep birlikte şiddete dur diyelim. Kadına şiddet insanlığa bir ihanettir” diye konuştu.
Programın sonunda kadınlar ellerine sürdükleri turuncu boyayı "Kadına karşı şiddetle mücadelede bende buradayım" yazılı pankartın üzerine bastı.