YAPTIK YİNE YAPACAĞIZ

         Milletler, tarihlerindeki büyük zaferleri, büyük yenilgileri ve büyük acıları kadar büyüktür.
       Tarihin yapraklarında hiçbir millet yoktur ki, tarihi sadece zaferlerle dolu olsun. Tarihin şahit olduğu en büyük milletlerin başında hiç şüphe yok ki tarihle yaşıt olan Türk milleti gelmektedir. Alman İktisatçı Fritz Neumark, ‘’Türkler pek farkında değil ama Avrupalılar şu gerçeğin farkındadır. Tarihten Türkler çıkarılırsa ortada tarih diye bir şey kalmaz.’’ Tespitini yaparak, bir gerçeğin kapısını tarih severlere sonuna kadar açmıştır. 
       Düştüğünde kalkmasını bilen ve yaşadığı acılar ne kadar büyük olursa olsun bu acılara diz çökmeyen milletler tarihte varlığını sürdürmeyi başarmıştır. Türk milleti, bu gerçeği tüm çıplaklığıyla destanlarında ve tarihinde ortaya koymaktadır. 
       Yapmış oldukları bir savaşta yok olacak kadar kırılan ve savaşta ağır yenilen Türkler,sarp ve patika yoldan geçerek Ergenekon adlı bir bölgeye yerleşip burada dört yüz yıl güç kazanana kadar yaşadılar. Zamanla güçlendiler ve atalarının intikamını almak için yolu izi olmayan bu yerden nasıl çıkacaklarını düşündüler. 
      Bir demirci, dağın demir kısmı eritirlerse yol açılabileceğini söyledi. Demirin bulunduğu yere bir sıra odun, bir sıra kömür dizdiler ve ateşi yaktılar. Yetmiş yere koydukları yetmiş körükle hep birden körüklediler. Demir eridi, yüklü bir deve geçecek kadar yer açıldı. Türkler, yeniden güçlenmiş olarak eski vatanlarına döndü ve atalarının intikamını aldılar. Üç kıta, yedi iklimde büyük zaferlerin rüzgârında çağlar boyu hüküm sürdüler. 
       Tarih, tekerrürden ibarettir diye hepimizin bildiği önemli bir söz vardır. Bana göre, tarih tekerrür etmiş Türk milleti büyük yenilgiler ve büyük acılar yaşayarak ikinci defa Ergenekon adlı bölgeye çekilmişti. 
       Türk milleti, ikinci Ergenekon’da nice zaman sonra yeniden cana gelmişti. Artık, zalimlerin ayakları altında ezilen mazlumlar ağıtlarında ve çağlar boyu hüküm sürdüğü coğrafyalar türkülerinde onu çağırıyordu. 
      Türkler, Birinci Ergenekon’da açılan delikten develer ve atlar ile çıkmıştı. Türkler ikinci Ergenekon’dan ise çok maksatlı uçak gemileri, denizaltı araçları, insansız deniz ve kara araçları, ihalar, sihalar, çok çeşitli ve menzilli füzeler, Türk’ün Kızılelma’sını gerçekleştirecek insansız uçaklar ve hepsinden daha önemlisi Kızılelma ülküsüne gönül vermiş güzel milletin yiğit evlatları bu yüce milletin hasretlerini gerçekleştirmek için çıkıyordu. 
      Rüzgâr, üç kıta yedi iklimde dağlara, denizlere unuttukları zafer marşlarını yeniden hatırlatıyor, kulaklarına yaptılar yine yapacaklar diye fısıldıyordu. 
    Seyit TOK