SEÇİMLERİN ARDINDAN
SEÇİMLERİN ARDINDAN
Uzun süredir gündemimizi meşgul eden; seçimle yatıp, seçimle kalktığımız Cumhurbaşkanlığı 2.tur seçimleri nihayet geride kaldı.
Uzun süredir gündemimizi meşgul eden; seçimle yatıp, seçimle kalktığımız Cumhurbaşkanlığı 2.tur seçimleri nihayet geride kaldı.
Adeta bir demokrasi şöleninde geçen 28 Mayıs 2023 Pazar günü, siyasi tarihimizde ilk defa Cumhurbaşkanlığı seçiminde 2.turun yapıldığı gün olarak kayıtlara geçti.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan oyların %52'sini alarak güven tazeledi.Ülkemize milletimize hayırlı uğurlu olsun.
Rakibi Kemal Kılıçdaroğlu ise %48 oy oranıyla seçimin kaybeden tarafı oldu.
Sonuçların altılı masa için siyasi fay hattı üzerinde kırıklara sebep olacağını söyleyen uzmanlara bizde katılıyoruz.
Bunu zaman gösterecek!
Mağlubiyetin faturası kesilecek ama kampanya döneminde tansiyon o kadar yükseldi ki ortam o kadar gerildi ki bunu hep birlikte gördük.
Kemal Kılıçdaroğlu için aday olmalıydı, yok olmamalıydı! İmamoğlu olmalıydı, hayır hayır Mansur Yavaş olmalıydı vesaire… Bu tartışmaların bugün hiçbir anlamı yok.
Ancak Kemal Kılıçdaroğlu için söylemek gerekirse;
Bazı insanlar doğuştan cesur, kavga etmeye müsait yapıdadır. Bazıları da öyle değildir. Fıtraten kavgacı olmayan, daha yumuşak huylu mülayim insanlardır bunlar.
İşte bunlardan bir tanesi, seçimden birkaç gün önce Babala TV'de 4 saat boyunca izlediğimiz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'ydu.
Program süresince kim ne söylerse söylesin; uç noktalardaki sorular karşısında ki; sabrı, hoşgörüyü ve nezaketini elden bırakmaması her türlü takdirin üzerindeydi.
Bu yaşına rağmen saatler süren bir programdaki enerjisinin yüksek olması, entelektüel kimliği bu koltuğu fazlasıyla dolduracağı kanaati uyandırdı bende.
Neticede yaptığı tüm hamleler, vaatleri seçimi kazanmaya yeterli olmadı. Seçmen çoğunluğunu ikna edemedi. Güvenip yola çıktığı diğer siyasi partilerden istediği desteği alamadığını biz değil herkes söylüyor.
Seçim gecesi izlediğim bir TV. yorumcusu "Altılı masaya oturduğu ortaklarının bu yenilgide payları olduğu, masayı genişletmemeleri bu sonucu kaçınılmaz hale getirdi" sözleri yabana atılır türden değildi.
Rakibi Erdoğan'ın güvenlik ve terör suçlamalarına karşı Kılıçdaroğlu'nun karşı hamleleri yetersiz kaldı. Öyle ki yine bir başka yorumcunun Kılıçdaroğlu için "Kandil ve Fetö"yle ilgili video çekip bunların üzerine kararlı biçimde gideceğini paylaşması gerekirdi" diye cümleler kurması anlamlı.
Aylar önce ekranlarda anketlere vurgu yapılarak özellikle Akşener'in "kazanacak aday" vurgusu ile millet ittifakı üyelerinin adayı geç açıklamaları alınan yenilginin gerekçelerinden belki sadece bir kaçı.
Neyse…
Gelelim seçimin galibi Recep Tayyip Erdoğan'a…
2010 yılından beri muhalefet lideri olarak Kılıçdaroğluyla girdiği seçimlerde hep kazanan taraf oldu.
Yine siyaset bilimcilerine göre Erdoğan'ın 22 yıldır iktidarda olması ve buna paralel onu köşeye sıkıştıracak etkili bir muhalefetin ol(a)mayışı en büyük şansı olarak görülüyor.
Ancak ne olursa olsun Erdoğan isminin halkta bir karşılığı var. Hizmetleri var. Son seçimlerde partisinin oyları düşse bile seçimi kazanmasını biliyor. O sebeple uzun süredir iktidarda olup yıpranması metal yorgunluk kazanmasına engel olmuyor!
Özellikle bu dönemde pandemi,deprem ve küresel krizler bir yana ekonominin kötü gidişatı,hayat pahalılığı var ama savunma sanayisinde yaptıkları seçmende karşılık buldu.
Tüm bunlar ışığında Sayın Erdoğan'ın elinde birde ciddi bir devlet ve medya gücü var. Kim ne derse desin özellikle televizyon konuşmaları sayesinde derdini milyonlara anlatması oy olarak sandığa yansıdı.
Aynı şeyi Kılıçdaroğlu için söylemek imkansız.
Bu yönüyle adil olmayan bir kampanya dönemi geçmiş oldu.
Evet...
Seçimler bitti. Hayat tüm hızıyla devam ediyor.
Tansiyonu artık düşürmek gerekiyor. Bunuda yapacak olan Sayın Cumhurbaşkanımız. Oy versin vermesin 83 Milyonun başkanı olduğunu hem söylemde hemde eylemde göstermek durumunda.
Dolayısıyla seçim gündeminden çıkıp ülkenin bekleyen devasa ekonomik, güvenlik, sosyal vb. sorunları ile hemhal olma zamanı.
***
Son olarak bir konuya daha parmak basarak yazımızı tamamlayalım.
Önümüzde ciddi anlamda adına ister sığınmacı deyin, isterseniz mülteci deyin sayıları 10 Milyondan fazla Suriyeliler sorunumuz var ki yürek yakan cinsten.
Aslında ülkemizin bekaa sorunu!
Acilen Suriye Hükümeti ile görüşülüp bu insanların koparıldıkları vatanlarına geri dönmeleri sağlanmalıdır.
Kilis Ticaret Odası Başkanı'nın şu ifadesi çarpıcı ve düşündürücü;
"Böyle giderse 5-10 yıl sonra benim oturduğum koltukta bir Suriyeli oturabilir." Bu cümle gösteriyor ki, eğer gereği yapılmaz önlemler alınmazsa tehlike büyük.
Sözün bittiği yer….Göre ne…Köre ne?
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.