Ölümü sadece hastalar mı hatırlar? Sağ olan, hali vakti yerinde olan, işi gücü olan ,sağlığı sıhhati yerinde olanlar hatırlamaz mı?
Kim bilir hastaların çekecekleri çileleri olduğu için hastalanırlar. Böylece Allah'a karşı eksik sorumluluklarını yerine getirmiş olurlar.
Gülen, eğlenen, dünya nimetlerini ha bire boğazından aşağıya tepen birileri de bir bakarsın kalpten yüksek tansiyondan gidivermiş.
Demek ki ister hasta ol, ister sağlıklı ol, her an ölüme hazır olmamız lazım. Azrail (A.S) kapıyı çalmadan hazır olmalıyız.Çünkü Azrail (A.S)'ın kapıyı çalması demek sonsuzluk kapısını açılması demektir.
Peki ölüme nasıl hazırlık yapmalıyız?
Bu sorunun cevabı hem kolay hem de çok zordur.
Kolay tarafı emir ve yasakları bileceksin ama paldur küldür yaşayacaksın.
Zor tarafı ise 24 saatini emir ve yasaklara harfiyen uyacaksın. İslam'ı kendine değil, kendini islam'a uyduracaksın.
Kişi hangi mesleği yaparsa yapsın hayatını hep rıza-i ilahiye uydurmak zorundadır. Rıza-ı ilahiye göre yaşarsa ölüme de hazırdır demektir.
İşte size birkaç örnek:
Öğretmen, emir ve yasakları biliyor da şahsi işleri için okulun bilgisayarını, fotokopisini, kağıdını kullanıyorsa ...
İmam, İslam'ın emir ve yasaklarını biliyor da vaktinde namazı kıldırmıyorsa, arılarına ,hayvanlarına daha çok zaman ayırıyorsa ,
Belediyede çalışan işçi, memur, kapıcı, odacı vs. kaldırım parke taşlarını hem de belediyenin arabasıyla şahsi kapısına döktürüyorsa,
Valilikte, kaymakamlıkta, tarım ilçede, nüfusta, postanede şurada burada çalışan kişiler çalıştığı kurumun imkanlarını şahsi menfaati için kullanıyorsa,
Güvenlik güçleri asıl vazifelerini bırakıp başka işler peşinde koşuyorsa,
Köylü, kentli, fakir, zengin, hasta, engelli, çoban vs. kendi durumlarını farklı göstererek birilerinden bir şeyler koparmaya çalışıyorsa,
Kul hakkına riayet etmiyorsa,
Basit bir iş için siyasilere yalakalık yapıyorsa,
Devlet malını çalıp çırpıp tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorsa,
Mahkemelerde adalet terazisini dengede tutamıyorsa,
Söyledikleriyle yaptıkları bir birini tutmuyorsa demek ki ölüme hazır değildir.
Kim bilir hastaların çekecekleri çileleri olduğu için hastalanırlar. Böylece Allah'a karşı eksik sorumluluklarını yerine getirmiş olurlar.
Gülen, eğlenen, dünya nimetlerini ha bire boğazından aşağıya tepen birileri de bir bakarsın kalpten yüksek tansiyondan gidivermiş.
Demek ki ister hasta ol, ister sağlıklı ol, her an ölüme hazır olmamız lazım. Azrail (A.S) kapıyı çalmadan hazır olmalıyız.Çünkü Azrail (A.S)'ın kapıyı çalması demek sonsuzluk kapısını açılması demektir.
Peki ölüme nasıl hazırlık yapmalıyız?
Bu sorunun cevabı hem kolay hem de çok zordur.
Kolay tarafı emir ve yasakları bileceksin ama paldur küldür yaşayacaksın.
Zor tarafı ise 24 saatini emir ve yasaklara harfiyen uyacaksın. İslam'ı kendine değil, kendini islam'a uyduracaksın.
Kişi hangi mesleği yaparsa yapsın hayatını hep rıza-i ilahiye uydurmak zorundadır. Rıza-ı ilahiye göre yaşarsa ölüme de hazırdır demektir.
İşte size birkaç örnek:
Öğretmen, emir ve yasakları biliyor da şahsi işleri için okulun bilgisayarını, fotokopisini, kağıdını kullanıyorsa ...
İmam, İslam'ın emir ve yasaklarını biliyor da vaktinde namazı kıldırmıyorsa, arılarına ,hayvanlarına daha çok zaman ayırıyorsa ,
Belediyede çalışan işçi, memur, kapıcı, odacı vs. kaldırım parke taşlarını hem de belediyenin arabasıyla şahsi kapısına döktürüyorsa,
Valilikte, kaymakamlıkta, tarım ilçede, nüfusta, postanede şurada burada çalışan kişiler çalıştığı kurumun imkanlarını şahsi menfaati için kullanıyorsa,
Güvenlik güçleri asıl vazifelerini bırakıp başka işler peşinde koşuyorsa,
Köylü, kentli, fakir, zengin, hasta, engelli, çoban vs. kendi durumlarını farklı göstererek birilerinden bir şeyler koparmaya çalışıyorsa,
Kul hakkına riayet etmiyorsa,
Basit bir iş için siyasilere yalakalık yapıyorsa,
Devlet malını çalıp çırpıp tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorsa,
Mahkemelerde adalet terazisini dengede tutamıyorsa,
Söyledikleriyle yaptıkları bir birini tutmuyorsa demek ki ölüme hazır değildir.
KURTAR KENDİNİ
Ey! gurur-kibir sendeyse düşünme
Uygulama yoksa, inanma ilme
Dünya nimetlerini anlamazsan,
Çile çekmeden yaşayıp aniden ölme
Çalarak, çırparak doldur cebini
Harap et güzelim ahiretini
Son pişmanlık fayda etmez diyorlar,
Fırsat bu tövbe et kurtar kendini.
Sırat-ı müstekim üzeri yaşa
O zaman olursun mareşal paşa.
Aldırma, ne derse desin el alem,
Gezen şeytanlara olmazsın maşa
Girme tartışmaya kaybedersin
İtiraz edersen ayıp edersin
Yerin altı üstünden iyidir
Vakit tamamsa git iyi edersin
Hedefte ok lailaheillallah
Yayı da Muhammeden Resullullah
Söyle ruhun, kalbin, dilin alışsın
Ve haksın, birsin, kerimsin ya Allah.