Ecnebi ülkelerinin birinde yaşayan yağız Türk delikanlısı, ecnebi bir kıza aşık olur. Birbirlerini tanıma evrelerinden sonra evlenmeye karar verirler. Ancak bir sorun vardır. Bizim genç mutsuzdur. Bu mutsuzluk kızın dikkatinden kaçmaz.
Çekine çekine bir yastığa baş koyacağı
Türk delikanlısına neden mutsuz olduğunu sorar. Bizim gençte çekine çekine anlatır :
'' Sen müslüman değilsin ya bizim taraf biraz rahatsız. Üzerimde mahalle baskısı var. Ben ondan mutsuzum, der.''
Kızda o zaman bende, ''MÜSLÜMAN olayım sorun çözülsün, der.''
Bizim yağız delikanlı havalara uçar. Hemen Elçiliğe başvurlar. Elçilikte görevli din görevlisine konuyu açarlar. O da yardımcı olacağını söyler söylemesinede.....
Din görevlisi başlar anlatmaya:
'' Bak kızım müslümanlığın ilk şartı kelime-i şahadet getirmek, (peşinden sıralar); hacca gitmek, zekat vermek, beş vakit namaz kılmak , her yıl bir ay oruç tutmak, haram yememek, kul hakkı yememek, konuya komşuya iyi davranmak daha neler neleri sıralar...''
Kız daha fazla dayanamaz, hocam :
''BEN KAYNANAMIN MÜSLÜMANLIĞINDAN İSTİYORUM'der.''
kelime-i şehadet getirir ve Müslüman olur.
Acaba kaynananın Müslümanlığı
nasıl? Ben asıl onu merak ediyorum.
Ya siz.....