Baharın ilk günü yaşamın başladığı ilk gün olarak kabul edilmekte, bütün Türk devletlerinde çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Türk devletlerinde, Bütün Türk devletlerinde kutlanan bu bayram Türklerin geleneksel bahar bayramıdır. Farsça bir sözcük olan nev, yeni; rûz, gün anlamlarına gelen kelimelerin birleşmesiyle nevrûz yani yeni gün oluşmaktadır. Bozkır kültürü dört mevsimi yaşamaktadır. Tabiattan karnını doyuran, geçimini sağlayan Türk insanı bu özellikleriyle doğayı “tabiat ana” ifadesiyle vasıflandırır, onu doğurgan ve besleyen olma özelliğiyle anaya benzetir. Doğanın çocukları yazın kış için besin biriktirip kışın biriktirilen besinle yaşamını sürdürmek zorundadır. Kışlık besin bahar gelinceye kadar yetmezse bir aile aç kalabilmektedir. O halde baharın gelmesi açlıktan kurtulmayı, yaşamayı, yeniden doğuşu ifade etmektedir. Yaşamı simgeleyen bu bayramlar büyük bir coşkuyla kutlanmaktadır. Kendini tabiatla özdeş kılan Türk, doğada rastladığı sarı, yeşil,mavi, kırmızı gibi renkleri kullanmaktadır. Bütün Türk devletlerinin ortak ritüel renklerinin ana ekseni bu renklerdir. O halde bütün Türk devletlerinde kullanılan bu renkleri bahar rengi olarak addetmek mümkündür. Türkler günümüzde çok geniş bir coğrafyaya yayılıp farklı devletler kurmuşlardır. Bütün Türk devletlerinde kullanılan bu ritüel renkleri herhangi bir partizan temayüllerin veya yaşa dışı örgütlerin simgesi olamaz. Bu bahar renkleri sadece Türkler arasında değil Afrika yerlileri tarafından da sıkça kullanılmaktadır. Bu geleneklerin binlerce yıllık olduğunu düşündüğümüzde Altaylardan Afrika’ya bir etkileşimin olduğunu iddia etmek tekdüze bir yaklaşımdır. Bu benzerliğin sebebi “İnsan ruhunun her yerde bir ve aynı” olmasıyla açıklanabilmektesir. Bütün dünyada bahar aynı renklerde oluşur. Gökyüzü mavi, çimen yeşil, çiçekler sarı ve kırmızıdır. Avcılık ve toplayıcılıkla geçinen, daha sonra tarım toplumuna geçen bütün toplumların tabiatla tanışık olması, tabiat karşında mücadelesi benzer şekildedir. O halde uzak kıtalarda yaşayan insanların benzer renkleri kullanmaları olağandır. Bahar bayramlarında sıklıkla kullanılan bir başka renk turkuvazdır. Turkuvaz, Türk kelimesi ve +ivaz ekinin birleşmesiyle oluşmaktadır. Gökyüzünü, Gök Tengri’yi, ululuğu simgelediği için hem Türk bayraklarında hem de şenliklerde kullanılmaktadır. Gök bayrağın, nazar boncuğunun maviliği da aynı sebeple alakalıdır. O halde tukuvazı Türklüğün rengi olarak adlandırılabilir. Renk imgesinin dışında Nevruz’da yapılan pratikler de bir başka inceleme alanıdır. Nevruz günü akan su kenarında piknik yapılır. Akan su yenilenmeyi, temizlenmeyi, arınmayı ifade etmektedir. “Akan su kir tutmaz.” düşüncesi bu kutlama pratiğiyle aynı paraleldedir. Nevruz’dan bir gün önce bahar temizliği yapılmaktadır. Bu bahar temizliği evi kışın kasvetli havasından arındırmak için yapılmaktadır. Nevruz’dan bir gün önce evin köşelerine yiyecek koyulup ağzı açık bırakılır. Yumurtalar çeşitli renge boyanır. Özellikle Erzurum – Kars coğrafyasında yeni gelinlere gelin olarak vasıflandırıldıkları ilk Nevruzlarında bir sepet gönderilir. Bu sepette boyanmış yumurrtalar, yemişler, semen, şekerler koyulmaktadır. Bu gelenek gelinin soyu yürüsün, mutlu olsun, evi bol ve bereketli olsun diye yapılmaktadır. Özellikle Kars’a yerleşmiş Azerbaycan Türkleri tarafından bu gelenek günümüzde de devam etmektedir. Bu sepette çimlendirilen semen ise tabiatın canlılığına ifade ederek tabiat ruhuna duyulan sevginin nişanesi olarak sepete koyulmaktadır. Nevruz’da gençler toplanarak ateşin üzerinden atlarlar. Ateş kültü Türk geleneklerinde temizlenmeyi ve arınmayı sembolize eder. Türklerin Ergenekon destanında geçen demir dağı eriterek Ergenekon ovasından çıkıp tekrar dış dünyaya karışmasını sembolize etmektedir. Ergenekon destanı Türk’e ikinci olarak bahşedilen “küllerinden yeniden doğma” motifi ekseninde coşkuyla kutlanmasıdır. Yeniden dirilme, Türk’ün bağımsızlığı ve var oluş mücadelesini ifade ettiği için bütün Türk devletlerinde büyük bir coşkuyla kutlanmaktadır. Türklüğün ve doğanın yeniden dirildiği uyanış günü 21 martta kutlanan Nevruz, Gümüşhane’ye de bolluk ve bereket getirsin.
Dr. Açelya OĞUZ