Zaman zaman yaşam kararları farklılık gösterir, insanlar seçim yapmakta zorlanır ve kararsızlık yaşarlar. Bu kararsızlık bazen ikilem olarak da adlandırılır. İkilem dünyasında yaşamak insana mahsus bir özellik gibi görünüyor. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre ikilem; “İki önermesi bulunan ve her iki önermenin vargısı olan tasım. İnsanı istenmeyen seçeneklerden birini, çoğunlukla iki seçenekten birini izlemeye zorlayan tartışma, sorun veya usa vurma durumu” olarak tanımlanmaktadır. Benzer durumlar için kullanılabilen kararsızlıktan farklı olarak ikilem denilen durumda kişinin kararı verirken zorlanması söz konusudur. Onun için “iki ucu çıkmaz sokak” olur bazen hayat.
İki yanlış karardan birini seçme zorunluluğu yaratılıp, yanlış olan iddialardan biri doğru gibi gösterilebilir. Faydacı bakış açısıyla bakıldığında ikilem mantığı insanın hayatta kalmasını kolaylaştıran bir yola dönüşebilir. Önemli olan ikilem dünyasından en uygun olan iyiyi seçebilmektir. Yaşadığı koşullara göre yönünü, konumunu, bakışını, fikirlerini değiştirme özelliği olan tek varlık insandır. Felsefenin dualist yaklaşımlarına göre varlığın değişmeyen kalıcı bir özelliği yoktur. İnsanoğlu çevreye uyum sağlayacak şekilde dizayn edilmiştir (Cevizci, 2016).
Yaşanan her türlü ikilemden en uygun olanı seçmek kimi zaman zordur. Toplumsal normların şekil veren bir reçete ve soyut teoriler kitapçığı yoktur. Bazı etik teoriler neyin ahlaki ve iyiyi oluşturacağına, neyin doğru ve yanlış olması gerektiğine dair sürekli değişen kavramlara odaklanır ancak tam olarak doğru ve yanlışı listeleyemez (Cotton, 2014). Değişen teknoloji ve yeni yaşam koşulları ile birlikte insanın da tutum ve davranışlarının değiştiği görülür. Daha önceki nesle ait değerlerin yeni gelen nesil tarafından benimsenmediği ve eleştirildiğine şahit olunur.
Konuyla ilgili en iyi örneklendirmeyi 20. yüzyıl makineleşme devrimi üzerinden verebiliriz. Çevre sorunlarının kapıda beklediğinin farkına varılmadan her şeyin daha kolay olacağına inanılmıştır. Ancak teknoloji mi, çevre mi ikilemi üzerinde düşünenlerin sayısı azdır. Bilerek dayanıksız malzemeden üretilen teknolojik ürünleri tüketme ve bunun sonucunda oluşan teknoloji çöplüklerine katkıda bulunacağını bilme ikilemi ise son yılların önemli ikilemlerinden sayılabilir. Günümüzde bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu bir çağda gerçek bilgiye (enformasyon) ulaşma ya da dezenformasyona (çarpıtılmış bilgiye) ulaşma arasında kalınır. Çoğu insan teknolojiden uzak olunca bilgiye ulaşamadığı hissine kapılırken, gerçek olmayan bilgiye ulaşınca yaşadığı sosyal, psikolojik ve ahlaki olumsuzluklar ikileminde kalır. Yeni durum mantık olarak uygun göründe de belki ahlaki yönden uygun olmayacaktır. Bu durum bir tür etik paradoks olarak değerlendirilir. Kişinin kendisiyle çatışması söz konusudur.
Felsefede bu durumu en iyi anlatan örnek en çok bilinen tren rayları etik ikilem örneğidir. Bu örneğe göre (Bakırcı, 2013); “tren rayları üzerinde gitmekte olan bir tren vardır. Biraz ileride, bu raylar üzerinde 5 insan bağlı olarak bulunmaktadır ve hareket edememektedirler. Eğer hiçbir müdahale olmazsa tren bu kişileri öldürecektir. Siz, bu tren yolunu izleyen kişi olarak, rayların yönünü değiştirebilecek kolun yanındasınızdır. Dolayısıyla bu 5 kişiyi kurtarabilirsiniz. Ancak bu defa, trenin yöneleceği tarafta 1 kişi bulunmaktadır ve bu defa tren kesinlikle bu tek kişiyi öldürecektir. Bu durumda ne yapardınız?” Burada önemli olan mantıklı bir çıkış yolu bulmak değildir, bireylerin kendi geçmişlerinden gelen bilgileri, kültürleri, eğitimleri, kişilikleri ve benlikleri dahilinde etik ikilemlere nasıl yaklaştıklarıdır. Böyle durumların doğru ya da yanlış cevapları olmayabilir. Doğrular ve yanlışlar, kişilerin kendilerine göre değişir ve görecelidir. (Bakırcı, 2013).
Bu durum tıpkı yeni neslin yaşanan çağa göre değerlerini düzenleyip, eski değerleri yanlış bulması gibidir. Ancak burada önemli olan hangi yol seçilirse seçilsin, bilinçle verilen kararların ne kadar doğru ve etik olduğudur.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Bakırcı, Ç,M. (2013). Tramvay-Problemleri-Ve-Etik-Ikilem-Soruları
Ayşe PARMAKSIZ