tuzla escort bayan avcılar escort bayan beykoz escort bayan arnavutköy escort bayan bağcılar escort bayan escort izmir online casino india real money bodrum escortlar ankara bayan escort casino siteleri
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort
Köksal AKAR
Köşe Yazarı
Köksal AKAR
.
 

VECH-İ YELDÂNIN KIYMETİNİ SARHOŞ NE BİLSİN

    Issız bir sonbahar akşamı değildi hatırlatan; yüreğim, bahardan artık bir günün ertesinde uğurlamış olsa bile seni. Senden yana elde varı olmasa da bu vefânın, her mevsim senin sevginle yeşerecek bir sadâkatin habercisiydi hüznün.  Kuşkusuz acıyla tatlının, yaşamla ölümün kardeşliği kadar kutsal olmasa da, sessiz haykırışların gün yüzüne çıktığı ânın ta kendisidir bu merhaba anı...     Bir acı kahveden ötürü değil, dünden kalma bir sevginin dışavurumudur bu ızdırap. Bahtımız kadar siyah olmasa da tenimiz, bir mayıs tesellisiydi gönlümüzde sevgi, yüreğimizde merhamet.. Bende öksüzlük şandı sende gurur nişan. Gecelere âşinâlığımızın bir diğer bahanesiydi gönülden ırak olmayışımız. Bu yüzden ben mehtabına vurgundum gecenin, sen, kaymasına yıldızların. Ömür dağını aşmak zordu belki lâkin ömürsüz sevgilerin bekçiliğine soyunmadık ikimiz de.. Ne sen ecesiydin fakir gönlümün ne de ben Mecnûnuydum körpe yüreğinin. Bütün karanfiller senin içindi gönül bahçemde; bütün ayrılıklar senin gözbebeklerinde yaşanmalıydı. Kahır dolu akşamların sabahına küsmek kaderin değildi belki de sabahsız gecelerin müdâvimi olmak sevdaydı bahtında. İçinde büyüttüğün ırmakların suyu nereye dökülür bilinir mi?     Sancılıydı ilk dudak bükümünde yüzünde gördüğüm tebessümler. Doğurgandı hayallerin; ne yaşına erişebildim hayallerinin ne de mâzîsine. Öncesi ve sonrası olmayan bir bir çileydi muhâtabı, garip gönlünün. Yüzünde eğreti duran gülüşlere verdim yanaklarının kırmızılığını. Hicrânı henüz toyken yudumlamak, boyun büküşünün öteki resmiydi. Gurur senin bakışlarındaki kadar yakışıklı değildi hiçbir resimde.      Bir türkü sesinde canlanan ızdırâbı yüreğine indiren hayallere değildi küslüğün. Bir yakarışı andıran suskunluğundan bildim arzuhâlini:     Emanet etmişsin geldi selâmın     Gül yüzlü cananım aleyküm selam     Aldım tazim ile bu ben gûlâmın     Ey şah-ı cihânım aleyküm selâm     Mürüvvet umarım efendim senden     Uğruna geçmişim cân ile tenden     Demişsin gedâma selâm et benden     Ey şah-ı cihânım aleyküm selâm     Yakındır el açtığın göklerden boşalması yağmurların. Ağlayanı çok olsa da hayâlini kurduğun şehrin, mutlaka ama mutlaka senden yana olacaktır hayalleri bütün öksüzlerin. Dinlediğin bütün türkülerde adı geçse de beklediğinin, düşlediğin dünyanın diğer ortakçısı da benim, unutma!    Mende Mecnûn’dan füzûn âşıklık istidâdı var    Âşıkı sâdık menem Mecnûn’un ancak adı var.     Sen bütün iklimlerin nazlı çiçeği. Aşk kadar kutsal varlığınla tepeden tırnağa asil bir sevdanın bekçiliğine çoktan soyundun bile. Mecnûn bilip Leyla olmasan da, yangınlarına yoldaş aramandır ki, bir sonraki baharın yangınını müjdeleyecektir sana!     Vech-i yeldânın kıymetini sarhoş ne bilsin     Sen onu âşık olmuş bîçâre Mecnûn’a sor.. Köksal AKAR
Ekleme Tarihi: 22 Mart 2022 - Salı

VECH-İ YELDÂNIN KIYMETİNİ SARHOŞ NE BİLSİN

    Issız bir sonbahar akşamı değildi hatırlatan; yüreğim, bahardan artık bir günün ertesinde uğurlamış olsa bile seni. Senden yana elde varı olmasa da bu vefânın, her mevsim senin sevginle yeşerecek bir sadâkatin habercisiydi hüznün.  Kuşkusuz acıyla tatlının, yaşamla ölümün kardeşliği kadar kutsal olmasa da, sessiz haykırışların gün yüzüne çıktığı ânın ta kendisidir bu merhaba anı...

    Bir acı kahveden ötürü değil, dünden kalma bir sevginin dışavurumudur bu ızdırap. Bahtımız kadar siyah olmasa da tenimiz, bir mayıs tesellisiydi gönlümüzde sevgi, yüreğimizde merhamet.. Bende öksüzlük şandı sende gurur nişan. Gecelere âşinâlığımızın bir diğer bahanesiydi gönülden ırak olmayışımız. Bu yüzden ben mehtabına vurgundum gecenin, sen, kaymasına yıldızların. Ömür dağını aşmak zordu belki lâkin ömürsüz sevgilerin bekçiliğine soyunmadık ikimiz de.. Ne sen ecesiydin fakir gönlümün ne de ben Mecnûnuydum körpe yüreğinin. Bütün karanfiller senin içindi gönül bahçemde; bütün ayrılıklar senin gözbebeklerinde yaşanmalıydı. Kahır dolu akşamların sabahına küsmek kaderin değildi belki de sabahsız gecelerin müdâvimi olmak sevdaydı bahtında. İçinde büyüttüğün ırmakların suyu nereye dökülür bilinir mi?

    Sancılıydı ilk dudak bükümünde yüzünde gördüğüm tebessümler. Doğurgandı hayallerin; ne yaşına erişebildim hayallerinin ne de mâzîsine. Öncesi ve sonrası olmayan bir bir çileydi muhâtabı, garip gönlünün. Yüzünde eğreti duran gülüşlere verdim yanaklarının kırmızılığını. Hicrânı henüz toyken yudumlamak, boyun büküşünün öteki resmiydi. Gurur senin bakışlarındaki kadar yakışıklı değildi hiçbir resimde.

     Bir türkü sesinde canlanan ızdırâbı yüreğine indiren hayallere değildi küslüğün. Bir yakarışı andıran suskunluğundan bildim arzuhâlini:

    Emanet etmişsin geldi selâmın

    Gül yüzlü cananım aleyküm selam

    Aldım tazim ile bu ben gûlâmın

    Ey şah-ı cihânım aleyküm selâm

    Mürüvvet umarım efendim senden

    Uğruna geçmişim cân ile tenden

    Demişsin gedâma selâm et benden

    Ey şah-ı cihânım aleyküm selâm

    Yakındır el açtığın göklerden boşalması yağmurların. Ağlayanı çok olsa da hayâlini kurduğun şehrin, mutlaka ama mutlaka senden yana olacaktır hayalleri bütün öksüzlerin. Dinlediğin bütün türkülerde adı geçse de beklediğinin, düşlediğin dünyanın diğer ortakçısı da benim, unutma!

   Mende Mecnûn’dan füzûn âşıklık istidâdı var

   Âşıkı sâdık menem Mecnûn’un ancak adı var.

    Sen bütün iklimlerin nazlı çiçeği. Aşk kadar kutsal varlığınla tepeden tırnağa asil bir sevdanın bekçiliğine çoktan soyundun bile. Mecnûn bilip Leyla olmasan da, yangınlarına yoldaş aramandır ki, bir sonraki baharın yangınını müjdeleyecektir sana!

    Vech-i yeldânın kıymetini sarhoş ne bilsin

    Sen onu âşık olmuş bîçâre Mecnûn’a sor..

Köksal AKAR

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gumushaneekspres.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri siyahbet giriş