Ülkemizin birçok yerinde Kamu Kurumlarında görev yapan kamu görevlilerine karşı acımasızca baskı yapıldığı duyumunu almaktayız. Kamu çalışanları bir taraftan haksız ve hukuksuz uygulamalara maruz kalırken diğer yandan insanlık onurunu zedeleyen davranış ve söylemlere de muhatap olmaktadır.
Kamu Çalışanlarının siyasi baskı ve tayinlerine karşı korunması için mutlak suretle yasal mevzuata ihtiyaç bulunmaktadır. Çalışan kamu görevlilerinin istem dışı sürgün ve baskı altına almalara günümüzde yasal bir Mevzuat yapılmalıdır, Zira Devletimiz bu anlamsız ve saçma eylemden dolayı iş kaybına ve yol harcirarıhı gibi ekonomik zarara uğramaktadır.
Kamuda çalışan farklı siyasi görüşten ya da yandaş sendikadan değilseniz her an baskı ve yıldırma eylemi ile karşı karşıya kalacaktır diye düşünüyoruz. Ülkemizde Anayasa nezdinde "her vatandaş eşittir" yazısını buradan Kamu Kurum yöneticilerine hatırlatma gereği duyuyoruz. Makamda bulunduğunuz yerler sizin özel mülkünüz yada özel iş yeriniz değildir, yasal olmayan hiç bir eylem içerisine giremezsiniz.
Yöneticilerimizi uyarıyorum kişiler geçici ama Devlet her zaman olacaktır. Devletin kurumları nasıl yöneteceği Kanunlarda belirtilmiştir, her yönetici bu kanunlara uymak zorundadır.
Özellikle kamuda çalışan (işçi) statüsünde olanlara ikinci iş yapma imkânı kanunlarla müsaade edilmişken taşrada bir belediye başkanı yâda bir ilçe başkanı Ankara'da tanıdığı bir bakanın özel kalem müdürü aracılığıyla tehdit ve tayin edilebiliyor. Bu çağdışı uygulama son bulmalı kişi hak ve hürriyetlerine asla saldırıda bulunulmamalıdır.
Bir başka konu sendikalarımız "Sendikacılık!!" yaptığını zanneden bazı sendikalar çalışanların değil, patronların yanında yer aldığını düşünüyoruz. Geriye baktığımızda sendikaların yaptığı çalışmaların bu düşüncemizi desteklediğini düşünüyoruz. Buradan sendikalara da çağrıda bulunuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti kapitalist bir sistem değil Hukuk Sistemidir. Türkiye Büyük Millet Meclisimizin bu konuyla ilgili gerekli yasal düzenlemeleri acilen yapması gerektiği noktasında çalışmalar yapmasını bekliyoruz.
Devletimizin tutan eli, yürüyen ayağı, gören gözü olan biz kamu çalışanları ek iş olarak burada yazmış olduğumuz yazılardan ötürü mağdur edilmiş ve İstanbul'dan Kastamonu Karadere'ye sürgün edilmişizdir. Oysaki işimizi kanunların bize vermiş olduğu sınırlar çerçevesinde yapmaktayız. Ama gelin görün ki Haklarımız bahsettiğimiz şekilde elimizden alınmaktadır. Buradan söz veriyorum haklarımızı elimizden alanlara ek çalışma performansını bozacak her türlü eyleminin karşısında olacağımızı ve yasalar çerçevesinde bu uygulamayı yapan yöneticilere karşı çalışanların hakkını koruyacağımızı buradan Tüm Türkiye'ye deklare ediyoruz.