tuzla escort bayan avcılar escort bayan beykoz escort bayan arnavutköy escort bayan bağcılar escort bayan escort izmir online casino india real money bodrum escortlar ankara bayan escort casino siteleri
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort
Fahrettin KÖSEOĞLU
Köşe Yazarı
Fahrettin KÖSEOĞLU
.
 

HARABAT EHLİNE HOR BAKMA ZAHİD, DEFİNEYE MALİK VİRANELER VAR

          Kimine Göre Osmanlı veziri Koca Ragıp Paşa’ya, kimine göre ise Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.’ne ait olan bu beyit, çok derin manası ile her daim beni ümit var olmaya itmiştir. ‘Harabat ehline hor bakma Zahid, Defineye Malik Viraneler var.’          Bu köhnemiş toplumun içerisinde hala defineye malik birilerinin olduğunu bilmek derde düşmüş sineler için bir yudum ab-ı hayat gibidir. Zira ‘Eşsiz’ bir tasarımla yaratılmış olan insanın bu nnvanı hak edecek örneklerinin olması lazım gelir.         Herhangi bir medeniyeti incelerken, onların fakirlerine ve düşkünlerine karşı olan tavır ve tutumlarına bakılmalı. Halk arasında hiç yokmuşlar gibi dolanan, her şehirde kasabada ve köyde bulunan çoğunun isimlerini bile bilmediğimiz defineler dolanır durur oradan oraya. Akıldan yoksun ve deli, ihtiyar, meczup v.s gibi isimlerle tanımladığımız bu definelerin kapağını açmak şöyle dursun, her türlü şaka ve ihtirasımızı onların üzerinde tatbik ederiz. Onları bizi eğlendirsin diye aralara serpiştirmiş olmalı Tanrı!         Oysa hiçbirimiz bu en az bizim kadar dünya vatandaşı ve bizim kadar haklara sahip olan bu insanlara insan muamelesi yapmayız. Hor görülmenin, alay edilmenin, aşağılanmanın nasıl bir şey olduğunu bilmediklerini düşünürüz muhtemelen. Ellerine tutuşturduğumuz bozuk para ile ise onlardan aldığımız keyfin bedelini öderiz ve hiçbir şey olmamış gibi insan olmaya devam ederiz. Bir ‘deli’ nin bize öğreteceği hiçbir şey yoktur ne de olsa. Aklı olsa kendine kullanır…!           Hak katında da durum böyle midir peki?       Hiç sanmam. Onların dualarına iltica etmek için birbirimizi yememiz lazım bence. Onları bir kez gülümsetebilmek karnının doyurabilmek için yarışmamız lazım bence. Düşmüş, yoksul ve yetimlerin hak katında saraylar ve makamlar sahibi olduğunu duymadınız mı? Duydunuz da inanmadınız mı? İnandınız da ne duruyorsunuz?        Bir toplumun bütün derdi içindeki viraneleri imar etmek olmalı. Bir toplum tüm enerjisini yoksullara, yetimlere ve miskinlere ayırmalı. İnsanlığın şerefi ve onuru onların ayaklarının altındadır.           Allah Teala her kuluna bir düşkünün duasını almayı nasip etsin inşallah diyelim ve  görelim ne olacak.
Ekleme Tarihi: 07 Ocak 2023 - Cumartesi

HARABAT EHLİNE HOR BAKMA ZAHİD, DEFİNEYE MALİK VİRANELER VAR

          Kimine Göre Osmanlı veziri Koca Ragıp Paşa’ya, kimine göre ise Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.’ne ait olan bu beyit, çok derin manası ile her daim beni ümit var olmaya itmiştir.

‘Harabat ehline hor bakma Zahid,

Defineye Malik Viraneler var.’

         Bu köhnemiş toplumun içerisinde hala defineye malik birilerinin olduğunu bilmek derde düşmüş sineler için bir yudum ab-ı hayat gibidir. Zira ‘Eşsiz’ bir tasarımla yaratılmış olan insanın bu nnvanı hak edecek örneklerinin olması lazım gelir.

        Herhangi bir medeniyeti incelerken, onların fakirlerine ve düşkünlerine karşı olan tavır ve tutumlarına bakılmalı. Halk arasında hiç yokmuşlar gibi dolanan, her şehirde kasabada ve köyde bulunan çoğunun isimlerini bile bilmediğimiz defineler dolanır durur oradan oraya. Akıldan yoksun ve deli, ihtiyar, meczup v.s gibi isimlerle tanımladığımız bu definelerin kapağını açmak şöyle dursun, her türlü şaka ve ihtirasımızı onların üzerinde tatbik ederiz. Onları bizi eğlendirsin diye aralara serpiştirmiş olmalı Tanrı!

        Oysa hiçbirimiz bu en az bizim kadar dünya vatandaşı ve bizim kadar haklara sahip olan bu insanlara insan muamelesi yapmayız. Hor görülmenin, alay edilmenin, aşağılanmanın nasıl bir şey olduğunu bilmediklerini düşünürüz muhtemelen. Ellerine tutuşturduğumuz bozuk para ile ise onlardan aldığımız keyfin bedelini öderiz ve hiçbir şey olmamış gibi insan olmaya devam ederiz. Bir ‘deli’ nin bize öğreteceği hiçbir şey yoktur ne de olsa. Aklı olsa kendine kullanır…!

          Hak katında da durum böyle midir peki?

      Hiç sanmam. Onların dualarına iltica etmek için birbirimizi yememiz lazım bence. Onları bir kez gülümsetebilmek karnının doyurabilmek için yarışmamız lazım bence. Düşmüş, yoksul ve yetimlerin hak katında saraylar ve makamlar sahibi olduğunu duymadınız mı? Duydunuz da inanmadınız mı? İnandınız da ne duruyorsunuz?

       Bir toplumun bütün derdi içindeki viraneleri imar etmek olmalı. Bir toplum tüm enerjisini yoksullara, yetimlere ve miskinlere ayırmalı. İnsanlığın şerefi ve onuru onların ayaklarının altındadır.

          Allah Teala her kuluna bir düşkünün duasını almayı nasip etsin inşallah diyelim ve  görelim ne olacak.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri siyahbet giriş