tuzla escort bayan avcılar escort bayan beykoz escort bayan arnavutköy escort bayan bağcılar escort bayan escort izmir online casino india real money bodrum escortlar ankara bayan escort casino siteleri
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort
ÖMER ASLAN
Köşe Yazarı
ÖMER ASLAN
.
 

TÜKETİRKEN TÜKENİYORUZ

 Evet, kelimenin tam anlamıyla tükeniyoruz.      Bugün Müslüman toplumun kapısında bekleyen en büyük tehlike, üretmemektir. Sadece tüketen ve tükettikçe de bağımlı hale gelen bir toplum ile karşı karşıyayız. Ve bunu hayatın her alanında görmek mümkündür.      Gerek ülke olarak gerekse de bireysel olarak sadece tüketen, üretmeyen ve ‘‘armut piş ağzıma düş’’ mantığıyla hareket ediyoruz. Belki de sömürgeci güçlerin en büyük silahıdır, toplumları kendilerine bağımlı kılmak. Toplumlara balık tutmayı değil, balık satmayı amaçlar bu kesim. Şüphesiz bu durum kapitalizmin ekonomi modelinden kaynaklanıyor.      Fakat bize ne oluyor da biz üretmiyoruz. Benim kastettiğim üretmek sadece ekonomik manadaki bir üretim değildir sadece. Sosyal anlamda da kültürel anlamda da üretemiyoruz. Bu yüzden biz sadece ekonomik anlamda değil, kültürel ve sosyal anlamda da sömürgecilere bağımlı hale geldik.      Ekonomik, zirai, sınai ve daha birçok anlamda batının ürünlerini tükettiğimiz gibi batının yoz kültürünü de tüketiyoruz. Gerek toplumda gerekse de gençliğin içinde görülen kültürel yozlaşma bunun en iyi örneğidir.      Ve bu durum belki de sömürünün en tehlikeli boyutudur. Duygu ve düşüncelerin sömürülmesi… Fıtratın akışına ve sünetullaha karşı kürek çeken bu kültür, bizi içten içe tüketiyor. Tıpkı koca ağacı kemiren ve ağacın gövdesini boşaltmak suretiyle ağacı deviren tahtakuruları gibi…      Şu günlerde Noel’in konuşulduğu ve şimdiden, her türlü münkeratın işlendiği o güne hazırlık yapılması bir vakıa olarak önümüzde duruyor. İnancımıza ve kültürümüze aykırı olan bu günde tüm haramlar helal sayılır ve insanlık ile bağdaşmayan görüntüler sergilenir.      Ayrıca bugünlerde köşe başlarında sıkça rastladığımız Milli(!) Piyango biletleri ve önlerinde uzadıkça uzayan kuyruklar, tükettikçe nasıl tükendiğimizi ifade etmek için başka bir vakıadır.      Batı kültürünün sirayet ettiği hiçbir toplum felaha kavuşamadığı gibi, daha çok bataklığa batmıştır. Tıpkı toplum gibi, batı kültüründen süt emen zihinler ve bedenler kesinlikle huzur bulamamıştır. Gerek yakın tarihin gerekse de uzak tarihin sayfaları böylesi isimler ve toplumlarla doludur.      Batı kültürü akıl, his ve beden üçlüsünden meydana gelen insanı bir cüz olarak görür. Yani te parça olarak, diğer bir ifadeyle duygulardan ibaret görür. Ve tüm felsefesini bu duyguların tatmini üzerine kurar.      Ve gerek bireyler gerekse de toplumlar, bu kültür ile beslendikleri vakit, amiyane tabirle kafaları hoş olur fakat bu işin arkası hüsrandır. Zehirli bir bal hükmünde olan batı kültürü, ilk tadışta insana tatlı gelir fakat insanı içten içe zehirler.      Tüketirken tükenmemek için, yaratılıştan insanın fıtratında olan değerlerden beslenmek gerekir. İnsan fıtratının akışına karşı kürek çekmeyen ve bu vesileyle insanı ruhen ve manen tüketmeyen değerlerden beslenmek gerekir.      İslami kaynaklar insanı her anlamda tatmin edip, madden ve manen insanı inşa ve ihya ederken; batı menşeli kültür insanın sadece duygularını geçici süreliğine tatmin ederken, insanın ruhunu ve bedenini tüketir.      Aynı ifadeleri toplumsal olarak da ifade edebiliriz. Toplumları uyuşturan ve bu vesileyle hareket edemez, bir ceset haline getiren bu kültür nice medeniyetleri sindirmiştir.      Öte yandan İslami kültür ve değerlerden beslenen toplumların ise dünyaya asırlarca hükmettiği bilinen bir hakikattir. Çünkü İslam tam anlamıyla insanlığı ve toplumları ihya ve inşa etmek için vardır.                                                                                                                                                    Ömer ARSLAN
Ekleme Tarihi: 24 Aralık 2018 - Pazartesi

TÜKETİRKEN TÜKENİYORUZ

 Evet, kelimenin tam anlamıyla tükeniyoruz.

     Bugün Müslüman toplumun kapısında bekleyen en büyük tehlike, üretmemektir. Sadece tüketen ve tükettikçe de bağımlı hale gelen bir toplum ile karşı karşıyayız. Ve bunu hayatın her alanında görmek mümkündür.

     Gerek ülke olarak gerekse de bireysel olarak sadece tüketen, üretmeyen ve ‘‘armut piş ağzıma düş’’ mantığıyla hareket ediyoruz. Belki de sömürgeci güçlerin en büyük silahıdır, toplumları kendilerine bağımlı kılmak. Toplumlara balık tutmayı değil, balık satmayı amaçlar bu kesim. Şüphesiz bu durum kapitalizmin ekonomi modelinden kaynaklanıyor.

     Fakat bize ne oluyor da biz üretmiyoruz. Benim kastettiğim üretmek sadece ekonomik manadaki bir üretim değildir sadece. Sosyal anlamda da kültürel anlamda da üretemiyoruz. Bu yüzden biz sadece ekonomik anlamda değil, kültürel ve sosyal anlamda da sömürgecilere bağımlı hale geldik.

     Ekonomik, zirai, sınai ve daha birçok anlamda batının ürünlerini tükettiğimiz gibi batının yoz kültürünü de tüketiyoruz. Gerek toplumda gerekse de gençliğin içinde görülen kültürel yozlaşma bunun en iyi örneğidir.

     Ve bu durum belki de sömürünün en tehlikeli boyutudur. Duygu ve düşüncelerin sömürülmesi… Fıtratın akışına ve sünetullaha karşı kürek çeken bu kültür, bizi içten içe tüketiyor. Tıpkı koca ağacı kemiren ve ağacın gövdesini boşaltmak suretiyle ağacı deviren tahtakuruları gibi…

     Şu günlerde Noel’in konuşulduğu ve şimdiden, her türlü münkeratın işlendiği o güne hazırlık yapılması bir vakıa olarak önümüzde duruyor. İnancımıza ve kültürümüze aykırı olan bu günde tüm haramlar helal sayılır ve insanlık ile bağdaşmayan görüntüler sergilenir.

     Ayrıca bugünlerde köşe başlarında sıkça rastladığımız Milli(!) Piyango biletleri ve önlerinde uzadıkça uzayan kuyruklar, tükettikçe nasıl tükendiğimizi ifade etmek için başka bir vakıadır.

     Batı kültürünün sirayet ettiği hiçbir toplum felaha kavuşamadığı gibi, daha çok bataklığa batmıştır. Tıpkı toplum gibi, batı kültüründen süt emen zihinler ve bedenler kesinlikle huzur bulamamıştır. Gerek yakın tarihin gerekse de uzak tarihin sayfaları böylesi isimler ve toplumlarla doludur.

     Batı kültürü akıl, his ve beden üçlüsünden meydana gelen insanı bir cüz olarak görür. Yani te parça olarak, diğer bir ifadeyle duygulardan ibaret görür. Ve tüm felsefesini bu duyguların tatmini üzerine kurar.

     Ve gerek bireyler gerekse de toplumlar, bu kültür ile beslendikleri vakit, amiyane tabirle kafaları hoş olur fakat bu işin arkası hüsrandır. Zehirli bir bal hükmünde olan batı kültürü, ilk tadışta insana tatlı gelir fakat insanı içten içe zehirler.

     Tüketirken tükenmemek için, yaratılıştan insanın fıtratında olan değerlerden beslenmek gerekir. İnsan fıtratının akışına karşı kürek çekmeyen ve bu vesileyle insanı ruhen ve manen tüketmeyen değerlerden beslenmek gerekir.

     İslami kaynaklar insanı her anlamda tatmin edip, madden ve manen insanı inşa ve ihya ederken; batı menşeli kültür insanın sadece duygularını geçici süreliğine tatmin ederken, insanın ruhunu ve bedenini tüketir.

     Aynı ifadeleri toplumsal olarak da ifade edebiliriz. Toplumları uyuşturan ve bu vesileyle hareket edemez, bir ceset haline getiren bu kültür nice medeniyetleri sindirmiştir.

     Öte yandan İslami kültür ve değerlerden beslenen toplumların ise dünyaya asırlarca hükmettiği bilinen bir hakikattir. Çünkü İslam tam anlamıyla insanlığı ve toplumları ihya ve inşa etmek için vardır.

                                                                                                                                                   Ömer ARSLAN

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gumushaneekspres.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri siyahbet giriş