GAZETECİ KİMDİR GÖREVLERİ NELERDİR?
GAZETECİ KİMDİR GÖREVLERİ NELERDİR?
İstanbul’da başlayıp yıllarca sürdürdüğüm gazetecilik mesleğini ilimiz Gümüşhane ve ilçelerinde de devam etmekteyim.
İstanbul’da başlayıp yıllarca sürdürdüğüm gazetecilik mesleğini ilimiz Gümüşhane ve ilçelerinde de devam etmekteyim.Basın sustuğunda, hak da kaybolur diyorum. Nihayetinde Göz ardı edilen her yerel haber, çözülmeyi bekleyen bir toplumsal yaradır. Yıllardır gazetecilik yapıyorum mesleğinin Gümüşhane özellikle Kelkit’te karşılık bulmadığını düşünüyorum ilçemizde vatandaşlar yerel gazeteciliği hâlâ “fotoğraf çekmek” ya da “duyuru paylaşmak” gibi sınırlı bir görevle özdeşleştiriyor. Oysa gerçek çok daha derin: Halkın sorunlarının duyurulması, çözümün ilk adımıdır bilen çok azdır.
Gazeteci Toplumun nabzını tutan, gerçekleri gün yüzüne çıkaran ve halkın bilgiye ulaşma hakkını savunan gazeteciler, modern demokrasilerin vazgeçilmez aktörleri arasında yer alıyor. Peki, gazeteci kimdir? Sadece haber yazan biri midir, yoksa bir toplum hizmetkârı mı? Bu sorunun cevabı, gazeteciliğin tarihinden görev tanımına, etik değerlerinden yaşadığı zorluklara kadar pek çok boyutta incelenebilir.
Gazeteci, haber toplama, doğrulama, yazma, düzenleme ve yayımlama süreçlerini yürüten kişidir. Yazılı, görsel, işitsel ya da dijital medyada görev alan gazeteciler; haber, röportaj, analiz, yorum ve belgesel gibi birçok farklı içerik türü üretir. Ancak bu tanım, yalnızca işin teknik boyutunu yansıtır.
Gazetecilik yalnızca haber aktarmak değildir. Toplumu bilgilendirme, kamu yararını gözetme, iktidarı ve kurumları denetleme, hak ihlallerini ortaya çıkarma gibi kritik sorumlulukları da içerir. Gazetecinin görevleri arasında şunlar yer alır:
Gerçekleri araştırmak ve doğrulamak, Tarafsız ve objektif bilgi sunmak, Güç sahiplerini sorgulamak ve kamu adına hesap sormak, Toplumu ilgilendiren olayları zamanında aktarmak, Dezavantajlı grupların sesini duyurmaktır.
Gazetecilik, tarih boyunca halkın bilgi edinme hakkını koruma amacıyla şekillenmiştir. 18. ve 19. yüzyıllarda basının ortaya çıkışıyla birlikte gazetecilik, “dördüncü kuvvet” olarak adlandırılmaya başlanmıştır. Yasama, yürütme ve yargıdan sonra, demokrasilerde denge ve denetleme işlevi gören en önemli toplumsal güçtür.
Gazetecinin etik değerleri her şeyin önündedir. Doğruluk, tarafsızlık, kaynak gizliliği, şiddet ve nefreti körüklememe, özel hayata saygı gibi ilkeler; mesleğin temel taşlarını oluşturur. Bir gazeteci, bu etik kuralları ihlal ettiğinde yalnızca kendisini değil, kamu güvenini de zedeler.
Gazetecilik, çoğu zaman riskli bir iştir. Dünyanın birçok ülkesinde gazeteciler; sansür, baskı, hapis, şiddet ve hatta ölümle karşı karşıya kalabiliyor. Savaş bölgelerinde, protesto alanlarında, afet sahalarında çalışan gazeteciler, zaman zaman hayatlarını tehlikeye atarak görevlerini yerine getiriyor.
Dijitalleşmenin etkisiyle gazetecilik dönüşüm geçiriyor. Sosyal medya, çevrim içi haber siteleri ve mobil uygulamalar, haberin yayılma hızını artırırken; bilgi kirliliği, yalan haber ve algoritmaların baskısı gibi yeni sorunları da beraberinde getiriyor. Bu noktada, gerçek gazetecilerle “içerik üreticileri” arasında net bir ayrım yapmak büyük önem taşıyor.
Gazeteci olmak, toplumun vicdanı olmak demektir. Herkesin konuşmaktan çekindiği konuları gündeme getirmek, karanlıkta kalan gerçekleri aydınlatmak ve halkın doğru bilgiye ulaşmasını sağlamak, gazeteciliğin özüdür. Bu yönüyle gazetecilik, sadece bir meslek değil; aynı zamanda bir duruş, bir sorumluluk ve bir yaşam biçimidir. Bilmem daha başka nasıl anlatayım anlayın işte...
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.