tuzla escort bayan avcılar escort bayan beykoz escort bayan arnavutköy escort bayan bağcılar escort bayan escort izmir online casino india real money bodrum escortlar ankara bayan escort casino siteleri
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort

Gümüşhane Baro Başkanı Metin Aslan Yargıdaki Güven Kaybını Değerlendirdi; “Baskı Arttı, Güven Azaldı”

KELKİT 23.10.2024 - 22:04, Güncelleme: 23.10.2024 - 22:07
 

Gümüşhane Baro Başkanı Metin Aslan Yargıdaki Güven Kaybını Değerlendirdi; “Baskı Arttı, Güven Azaldı”

İlim Yayma Cemiyeti Gümüşhane Şubesi tarafından düzenlenen “Şehir Sohbetleri” programının bu haftaki konuğu Gümüşhane Barosu Başkanı Metin Aslan oldu.
İlim Yayma Cemiyeti Gümüşhane Şubesi tarafından düzenlenen “Şehir Sohbetleri” programının bu haftaki konuğu Gümüşhane Barosu Başkanı Metin Aslan oldu. Hüseyin Nihal Atsız Kültür Evinde gerçekleşen etkinlikte konuşan Baro Başkanı Aslan, yargıda meydana gelen güven kaybı sorunundan yeni anayasa çalışmalarına kadar "Hukuki Meselelere Dair Güncel Tartışmalar" konusunda açıklamalarda bulundu. Kendisi ve Baroların yapısı hakkında genel bilgiler vererek başladığı konuşmasında Ankara ve İstanbul’da hayata geçirilen çoklu baro sistemini doğru bulmadığını dile getiren Aslan, yargı erkinde son dönemde oluşan güven kaybı konusunu yargının kurucu unsurlarından biri olan savunma mekanizması açısından değerlendirdi. Aslan, değişen hükümet sistemi nedeniyle yargının daha fazla baskı altında olduğuna vurgu yaparak, her yıl 22 Bin hukuk fakültesi mezunu gencin hukuk camiasına dahil olduğunu ve bu durumun sorunlara neden olduğunu söyledi. “Önceki Dönem Gümüşhaneli 5 Başkan Vardı” 24 yıldır Gümüşhane’de serbest avukatlık, 2021 yılından itibaren son 3 yıldır da Gümüşhane Barosu Başkanı olarak görev yaptığını kaydeden Av. Metin Aslan, “Çift yılların her Ekim ayında Baroların seçimi oluyor. 5 Ekim’de bizde Gümüşhane Barosu olarak seçimimizi yaptık. Önümüzdeki hafta sonu itibariyle de Türkiye’de ki bütün barolar seçimlerini tamamlamış olacak. Önceki dönemde gururla söylüyorum, Gümüşhaneli olarak ülke genelinde İstanbul Barosu da dahil olmak üzere 5 tane başkanımız vardı. Tabi bunlardan biri de mevcut Barolar Birliği Başkanımız Erinç Sağkan’dır” dedi. “Türkiye’de Baro Anlamında Bir Yarılma mı Var?” Baroların yapısı hakkında bilgiler paylaşan Aslan, Türkiye’de 83 Baro bulunduğuna dikkat çekerek, “Son dönemde getirilen çoklu baro sistemi nedeniyle Ankara ve İstanbul’da kurulu 2 no.lu barolar var. Kendi adıma ikinci baro uygulamasını doğru bulmuyorum. Sistem değişikliği sonrası yargının daha fazla baskı altına alındığını gözlemliyoruz. Farklı unsurların etkisi olmakla beraber maalesef Türkiye’de adalete, yargıya olan güven en üst seviyelerden çok çok aşağılara düştü. Yargının kurucu unsurlarından biri olan Savunma boyutunu ele aldığımızda bu güven kaybının sebeplerini değerlendirmek gerekir” diye konuştu. “Mezun Sayısı Azaltılsın, Kalite Artırılsın” 1996 yılında üniversite eğitimi almaya başladığında toplam 8 Hukuk Fakültesi olduğunu günümüzde ise bu sayının 147’i geçtiğine vurgu yapan Başkan Aslan, “Bu fakültelerimiz yılda yaklaşık 22 Bin mezun veriyor. Her yıl hukuk camiasının içerisine 22 Bin arkadaşımız dahil oluyor. Bu arkadaşlarımızın 2 Bine yakını Hakim veya savcı olarak görev alıyor olmakla beraber geriye kalan 20 Bin kişi ise serbest avukatlık veya başka sektörlerde görev yapmak durumunda kalıyor. Gümüşhane’de de 2001 yılında 13 Avukat çalışırken bu gün ise 87 Avukat bulunuyor. Nüfusa oranladığınızda bu sayının fazla olduğunu söylemek mümkün. İhtiyacımız olan ise daha kaliteli üniversiteler, daha kaliteli bölümler ve daha kaliteli bir eğitim. Bu, hukukun savunma boyutunda görev alanların sayısal olarak azaltılmasına neden olurken kalite anlamında artışa yol açacaktır” ifadelerini kullandı. “Adalete Güven Sarsıldığında Gerisinin Önemi Kalmıyor” Yargıda meydana gelen bu güven kaybının yeniden tesis edilmesinin mümkün olduğunu ancak bu sürecin diğer kurumsal yapılarda olduğu gibi gerçekleşmeyeceğini kaydeden Aslan, “Bunun için 10 yıl-20 yıl gibi uzun bir sürecin geçmesi gerekiyor. Çünkü adalete olan güven sarsıldığında diğer unsurların önemi kalmıyor. Çünkü tüm dengeler adalet üzerine kuruludur ve o denge bozulursa bu güven problemi tüm organları etkiler. Adalet kıstasımızın ne olduğunun ortaya konması, toplumun geneline hitap eden bir uygulamanın yerleştirilmesi gerekiyor. Mevcut hukuk düzeninde sorunlar olabilir ancak düzelme, var olana uyulması ile mümkün olur” dedi. “Anayasa Metni Ana Hatlarla Sınırlı Kalmalı, Detaya Girmemeli” Türkiye gündemini uzun süredir meşgul eden yeni anayasa konusuna da değinen Aslan,  “Ben göreve başladığım 2001 yılından da bu konu güncelliğini koruyordu. Elbette 1982 anayasası kabul edilemez bir oluşum sonrasında yapılan darbe ile ortaya çıkmıştır. Gelin görün ki bu anayasa yapılan referandumda yüzde 92’ye yakın bir oranla kabul edilmiştir. Nihayetinde halk oylaması sonrası getirilmiştir. Bu anayasanın 177 maddesi var ve bunların 135’i yıllar içerisinde değiştirildi. Anayasa da neredeyse müdahale edilmemiş madde bulunmadı. Tabii ki bu anayasanın değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum ancak bizler anayasa konusunu konuşurken maalesef tartışılanlar ilk 4 madde üzerinde oluyor. Bu durum pek sağlıklı bir süreç işletilemediğini gösteriyor. Esasında anayasal metinlerin, konuları bu denli detaylı, derinlemesine işlemesini doğru bulmuyorum. Konular daha ana hatlar ile ele alınmalı, değişiklik veya eğip bükme ihtiyacı oluşmasın. Çünkü ne kadar detaya girilirse yanılma payı da o denli artıyor” sözleri ile detaylı metinlerin mutabakat şansını azaltacağını anlattı. “ Önemli Olan İlk Dört Madde Zaten” Mevcut anayasanın Türkiye için önem arz eden bölümünün tartışmaların aksine o ilk dört madde olduğuna vurgu yapan Aslan, “İlk dört maddenin değişmesi komple devletin değişmesi demektir. Bazı değişiklikler noktasında söylemsel farklar, tartışmalar olabilir ancak bunun tüm tarafların dahil olduğu bir süreçte yapılması, mutabakat sonucu ortaya somut metinlerin konulması ve halkın da bunu kabul etmesi zorunludur diye düşünüyorum” diye konuştu. “Yasaları Yapmaktan Ziyade Uygulamak Önemlidir” Anayasa metinlerinin uygulanması noktasında sorunlar yaşandığına işaret eden Aslan, “Örneğin mevcut anayasamızda herkesin silahsız bir şekilde önceden izin almaksızın toplantı ve yürüyüş yapabilir hükmü var ancak yapılamadığını görüyoruz. Aynı şekilde hak ve özgürlükler bağlamında herkesin seyahat özgürlüğü var ancak Gümüşhane’den Torul’a giderken üç kez durduruluyorsunuz. Bu da seyahat özgürlüğünüzün kısıtlanması anlamına gelir. Dolayısıyla bir yerlere bir şeyler yazılmasının pek bir anlamı yok. Esas olan yazılan şeye uyulması. Yasa yapmadan önce yasaya bağlı kalınmasının sağlanması lazım. Bu kültürün yerleştirilmesi gerekir. Elbette yasa iyi olmayabilir ve değişmesi gerekebilir. Ancak değişene kadar o yasa uygulanmalıdır. Çünkü en kötü yasa, yasanın olmayışından daha iyidir” şeklinde konuştu. “Meclis Aritmetiğine Göre Yeni Anayasa Zor Görünüyor” Siyasal anlamda mevcut meclis aritmetiğine göre yeni bir anayasa yapılabilmenin mümkün olamayacağına dikkat çeken Aslan, “Çok net olan durum karşısında yapılan tartışmaları da anlamsız buluyorum. Bu sayısal ortamda yeni bir anayasa metni oluşturmak çok zor görünüyor. Lakin tüm bunlara karşın yeni bir anayasa metnine ihtiyaç var. Tüm mecralarda tartışılıp ortak bir metin hazırlanması da gerekli” ifadelerini kullandı. Program katılımcıların konu hakkındaki sorularının cevaplanması ile son buldu.
İlim Yayma Cemiyeti Gümüşhane Şubesi tarafından düzenlenen “Şehir Sohbetleri” programının bu haftaki konuğu Gümüşhane Barosu Başkanı Metin Aslan oldu.

İlim Yayma Cemiyeti Gümüşhane Şubesi tarafından düzenlenen “Şehir Sohbetleri” programının bu haftaki konuğu Gümüşhane Barosu Başkanı Metin Aslan oldu.
Hüseyin Nihal Atsız Kültür Evinde gerçekleşen etkinlikte konuşan Baro Başkanı Aslan, yargıda meydana gelen güven kaybı sorunundan yeni anayasa çalışmalarına kadar "Hukuki Meselelere Dair Güncel Tartışmalar" konusunda açıklamalarda bulundu.
Kendisi ve Baroların yapısı hakkında genel bilgiler vererek başladığı konuşmasında Ankara ve İstanbul’da hayata geçirilen çoklu baro sistemini doğru bulmadığını dile getiren Aslan, yargı erkinde son dönemde oluşan güven kaybı konusunu yargının kurucu unsurlarından biri olan savunma mekanizması açısından değerlendirdi. Aslan, değişen hükümet sistemi nedeniyle yargının daha fazla baskı altında olduğuna vurgu yaparak, her yıl 22 Bin hukuk fakültesi mezunu gencin hukuk camiasına dahil olduğunu ve bu durumun sorunlara neden olduğunu söyledi.
“Önceki Dönem Gümüşhaneli 5 Başkan Vardı”
24 yıldır Gümüşhane’de serbest avukatlık, 2021 yılından itibaren son 3 yıldır da Gümüşhane Barosu Başkanı olarak görev yaptığını kaydeden Av. Metin Aslan, “Çift yılların her Ekim ayında Baroların seçimi oluyor. 5 Ekim’de bizde Gümüşhane Barosu olarak seçimimizi yaptık. Önümüzdeki hafta sonu itibariyle de Türkiye’de ki bütün barolar seçimlerini tamamlamış olacak. Önceki dönemde gururla söylüyorum, Gümüşhaneli olarak ülke genelinde İstanbul Barosu da dahil olmak üzere 5 tane başkanımız vardı. Tabi bunlardan biri de mevcut Barolar Birliği Başkanımız Erinç Sağkan’dır” dedi.
“Türkiye’de Baro Anlamında Bir Yarılma mı Var?”
Baroların yapısı hakkında bilgiler paylaşan Aslan, Türkiye’de 83 Baro bulunduğuna dikkat çekerek, “Son dönemde getirilen çoklu baro sistemi nedeniyle Ankara ve İstanbul’da kurulu 2 no.lu barolar var. Kendi adıma ikinci baro uygulamasını doğru bulmuyorum. Sistem değişikliği sonrası yargının daha fazla baskı altına alındığını gözlemliyoruz. Farklı unsurların etkisi olmakla beraber maalesef Türkiye’de adalete, yargıya olan güven en üst seviyelerden çok çok aşağılara düştü. Yargının kurucu unsurlarından biri olan Savunma boyutunu ele aldığımızda bu güven kaybının sebeplerini değerlendirmek gerekir” diye konuştu.
“Mezun Sayısı Azaltılsın, Kalite Artırılsın”
1996 yılında üniversite eğitimi almaya başladığında toplam 8 Hukuk Fakültesi olduğunu günümüzde ise bu sayının 147’i geçtiğine vurgu yapan Başkan Aslan, “Bu fakültelerimiz yılda yaklaşık 22 Bin mezun veriyor. Her yıl hukuk camiasının içerisine 22 Bin arkadaşımız dahil oluyor. Bu arkadaşlarımızın 2 Bine yakını Hakim veya savcı olarak görev alıyor olmakla beraber geriye kalan 20 Bin kişi ise serbest avukatlık veya başka sektörlerde görev yapmak durumunda kalıyor. Gümüşhane’de de 2001 yılında 13 Avukat çalışırken bu gün ise 87 Avukat bulunuyor. Nüfusa oranladığınızda bu sayının fazla olduğunu söylemek mümkün. İhtiyacımız olan ise daha kaliteli üniversiteler, daha kaliteli bölümler ve daha kaliteli bir eğitim. Bu, hukukun savunma boyutunda görev alanların sayısal olarak azaltılmasına neden olurken kalite anlamında artışa yol açacaktır” ifadelerini kullandı.
“Adalete Güven Sarsıldığında Gerisinin Önemi Kalmıyor”
Yargıda meydana gelen bu güven kaybının yeniden tesis edilmesinin mümkün olduğunu ancak bu sürecin diğer kurumsal yapılarda olduğu gibi gerçekleşmeyeceğini kaydeden Aslan, “Bunun için 10 yıl-20 yıl gibi uzun bir sürecin geçmesi gerekiyor. Çünkü adalete olan güven sarsıldığında diğer unsurların önemi kalmıyor. Çünkü tüm dengeler adalet üzerine kuruludur ve o denge bozulursa bu güven problemi tüm organları etkiler. Adalet kıstasımızın ne olduğunun ortaya konması, toplumun geneline hitap eden bir uygulamanın yerleştirilmesi gerekiyor. Mevcut hukuk düzeninde sorunlar olabilir ancak düzelme, var olana uyulması ile mümkün olur” dedi.
“Anayasa Metni Ana Hatlarla Sınırlı Kalmalı, Detaya Girmemeli”
Türkiye gündemini uzun süredir meşgul eden yeni anayasa konusuna da değinen Aslan,  “Ben göreve başladığım 2001 yılından da bu konu güncelliğini koruyordu. Elbette 1982 anayasası kabul edilemez bir oluşum sonrasında yapılan darbe ile ortaya çıkmıştır. Gelin görün ki bu anayasa yapılan referandumda yüzde 92’ye yakın bir oranla kabul edilmiştir. Nihayetinde halk oylaması sonrası getirilmiştir. Bu anayasanın 177 maddesi var ve bunların 135’i yıllar içerisinde değiştirildi. Anayasa da neredeyse müdahale edilmemiş madde bulunmadı. Tabii ki bu anayasanın değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum ancak bizler anayasa konusunu konuşurken maalesef tartışılanlar ilk 4 madde üzerinde oluyor. Bu durum pek sağlıklı bir süreç işletilemediğini gösteriyor. Esasında anayasal metinlerin, konuları bu denli detaylı, derinlemesine işlemesini doğru bulmuyorum. Konular daha ana hatlar ile ele alınmalı, değişiklik veya eğip bükme ihtiyacı oluşmasın. Çünkü ne kadar detaya girilirse yanılma payı da o denli artıyor” sözleri ile detaylı metinlerin mutabakat şansını azaltacağını anlattı.
“ Önemli Olan İlk Dört Madde Zaten”
Mevcut anayasanın Türkiye için önem arz eden bölümünün tartışmaların aksine o ilk dört madde olduğuna vurgu yapan Aslan, “İlk dört maddenin değişmesi komple devletin değişmesi demektir. Bazı değişiklikler noktasında söylemsel farklar, tartışmalar olabilir ancak bunun tüm tarafların dahil olduğu bir süreçte yapılması, mutabakat sonucu ortaya somut metinlerin konulması ve halkın da bunu kabul etmesi zorunludur diye düşünüyorum” diye konuştu.
“Yasaları Yapmaktan Ziyade Uygulamak Önemlidir”
Anayasa metinlerinin uygulanması noktasında sorunlar yaşandığına işaret eden Aslan, “Örneğin mevcut anayasamızda herkesin silahsız bir şekilde önceden izin almaksızın toplantı ve yürüyüş yapabilir hükmü var ancak yapılamadığını görüyoruz. Aynı şekilde hak ve özgürlükler bağlamında herkesin seyahat özgürlüğü var ancak Gümüşhane’den Torul’a giderken üç kez durduruluyorsunuz. Bu da seyahat özgürlüğünüzün kısıtlanması anlamına gelir. Dolayısıyla bir yerlere bir şeyler yazılmasının pek bir anlamı yok. Esas olan yazılan şeye uyulması. Yasa yapmadan önce yasaya bağlı kalınmasının sağlanması lazım. Bu kültürün yerleştirilmesi gerekir. Elbette yasa iyi olmayabilir ve değişmesi gerekebilir. Ancak değişene kadar o yasa uygulanmalıdır. Çünkü en kötü yasa, yasanın olmayışından daha iyidir” şeklinde konuştu.
“Meclis Aritmetiğine Göre Yeni Anayasa Zor Görünüyor”
Siyasal anlamda mevcut meclis aritmetiğine göre yeni bir anayasa yapılabilmenin mümkün olamayacağına dikkat çeken Aslan, “Çok net olan durum karşısında yapılan tartışmaları da anlamsız buluyorum. Bu sayısal ortamda yeni bir anayasa metni oluşturmak çok zor görünüyor. Lakin tüm bunlara karşın yeni bir anayasa metnine ihtiyaç var. Tüm mecralarda tartışılıp ortak bir metin hazırlanması da gerekli” ifadelerini kullandı.
Program katılımcıların konu hakkındaki sorularının cevaplanması ile son buldu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gumushaneekspres.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri siyahbet giriş